Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Gülümseyen, güleç
"Beraber dolaşıp oynamamıza uzaktan mütebessim bir yüz takınarak itirazsız seyirci kalıyor." - R. H. Karay
"mütebessim" kelimesinin kullanım örnekleri.
Geçenlerde yurt dışında katıldığım bir festival açılışında, AB milletvekili mütebessim bir soru sormak gafletinde bulundu, ben de kendisine Anayasamızı hatırlattım.
Pursaklar Belediyesi, İlçe Müftülüğü ile Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü el ele verip mütebessim gençlik yetiştirmek için yeni bir proje geliştirdi.
Kanaat önderlerinden, yüzleri hayatın her türlü halinde bile mütebessim kalan, yürekleri sıcak Hınıslılardan muhabbeti tedris ettik.
Bunu mütebessim çehrelerden görüyor, dadaşların hayır dualarına ortak oluyoruz.
Yaptığımız çalışmalar, düzenlediğimiz kampanyalar ile engelleri ortadan kaldırıp, mütebessim insanların yaşadığı bir Tebessüm Şehri inşa ettik.
Hele hele Sayın Cumhurbaşkanı'nın gözündeki parıltı, o mütebessim çehreniz, özgüveniniz bana çok daha farklı bir güven aşılıyor.
Bu çerçevede muhatabın kıymetinin bilindiğini gösteren her türlü davranış, mesela selam vermek, ziyaretine gitmek, tatlı sözlerle ve mütebessim bir çehreyle hitap etmek, bir mecliste yer göstermek, geldiğinde karşılamak, giderken uğurlamak, hatırını saymak birer ikramdır.
Bugün, yeryüzünde İslam'ın mütebessim çehresi yeterince yansıtılamıyor.