Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Doğmuş, dünyaya gelmiş
- Meydana gelmiş, ileri gelmiş
"Gönlüm arzu ile korkudan, muhabbet ile nefretten mütevellit duygularla mütehassis olduğu hâlde gidiyordum." - A. H. Müftüoğlu
"mütevellit" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bugün Osmanlıcanın liselerde seçmeli ders olmasından mütevellit, arkadaşlarımızın bugünün lisanına ağır gelen arabi ve farisi kelimeler yerine günümüz telaffuzuyla Türkçemizi, Osmanlıca hurufatıyla, harfleriyle yazılmış olmasından dolayı bizim gazetemiz kendilerine inşallah bir yol arkadaşlığı yapacak ve konuşmalarını geliştirecek diye düşünüyorum.
Dolayısıyla hayvan hareketleri karantinadan mütevellit kısıtlanmıştır.
Bu sapmalar da maalesef ülkede yaşanan saldırılardan mütevellit sapmalar oldu.
Bundan mütevellit de bir başbakanın asıldığı, milletinin iradesinin ayaklar altına alındığı ve binlerce insanın hapislere atıldığı dönemde pişmanlık duymaları gerekirken, geçmişe olan özlemlerini dile getirdiler.
O, ülkemde yaşanan şeylerden mütevellit yargıya konu olmuş bir meseleydi.
Bu katılımdan mütevellit il müdürlüğümüzde defterdarlığa daha önceden bağlı olan Milli Emlak Müdürlüğü, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğümüze taşınma işlemi ve evrak işlemleri gerçekleştirilmiştir.
Malatya futbolunu dar bir çevreye sıkıştırıp, altyapıları bir tane sahadan mütevellit futbol kulüpleri haline getirmemiz, antrenörleri sadece çalışabileceği iki tane takıma mahkum etmemiz bunun en büyük göstergesidir.
Çalışma yaparken böyle bir olayın benim kullandığım iş makinesinden ve silindirin çalışmasından mütevellit olup olmadığını bilmiyorum.