Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
matrak
  • isim, tarih Savaşmayı öğretmek için kullanılan, ucu giderek yuvarlaklaşan kalın sopa, değnek
  • sıfat Eğlenceli, gülünç, hoş
    "Cavcav gibi matrak oğlan var mı yahu?" - A. İlhan
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
matrak

Kalın ve uzun bir kamışa, uçları ok biçiminde iki üç çatallı bir demir parçası geçirilerek yapılmış,

Vikipedi
Matrak

Matrak, Osmanlılar tarafından oynanan askeri bir spor.

16. yüzyılda Matrakçı Nasuh tarafından ilk kez kuralları ve standartları ile tam bir spor dalı haline getirildiğine dair bilgiler birlikte Matrakçı Nasuh'dan öncesinde bile bu sporun yine aynı kuralları ve standartları ile var olduğu ile ilgili kanıtlar da vardır.


Matrak oyununun kuralları Efkan Çalış tarafından yeniden düzenlenerek ve 15 Haziran 2010'da Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu’na bağlanmıştır. Bu kurallara göre oyuncular yaş ve sıklete göre ayrılır. Karşılaşma süresi ikişer dakikadan iki oyun biçimindedir.

Yeni kurallara göre matrak yarışmaları yaz aylarında açık alan çim sahalarda yapılır. Bu alanın iç halka çapı 7 metre, dış halka çapı ise 9 metre olacak biçimdedir. Dış halkanın çevresinde 1,5 metrelik korunma alanı olur. Çim sahalarda sınırlar beyaz kalın çizgi ile belirlenir. Saha çevresinde geleneksel çadırlarla sporcular için soyunma odaları, hazırlık yapmaları ve beklemeleri için alanlar oluşturulur. Geleneksel Matrak Oyunu yarışmaları kış aylarında ise kapalı spor salonlarında minder üzerinde yapılır. Geleneksel Matrak Oyunu minderi 8x8 veya 10x10 metrekare, dış kısımda 1 metrekaresi renkli olacak biçimde kullanılır.

Yeni matrak kurallarına göre karşılaşmalarında bir orta hakem ve iki sayı hakemi "cenk meydanı"nda görev alır. Masa hakemleri olarak da bir fikstür hakemi, bir süre hakemi, bir anons hakemi görev alır. Her minder için ayrı hakem ekibi ve masası oluşturulur.

Yeni matrak kuralları ise karşılıklı saygıya dayanır. Karşılaşma öncesi hakemlerin son kontrolünden sonra oyuncular karşılıklı olarak birbirlerine "benimle cenk meydanına çıktığınız için teşekkür ederim", karşılaşma sonunda ise "kasıtlı ve kasıtsız hatalarımdan dolayı özür dilerim" derler. Karşılaşmalar, hakemin "cenk!" komutu ile başlar ve "dur!" komutu ile son bulur.

Yeni kurallara göre düzenlenen matrak oyununda amaç, rakibin kafasına matrakla dokunmaktır. Her dokunuş bir puan değerindedir. Sert vurmak yasaktır. Rakibe kalkanla vurmak, oyun aleti veya koruyucu malzemesi yere düşen rakibe vurmak yasaktır. Karşılaşma sırasında oyun aletlerini, koruyucu malzemeleri bilinçli olarak elden çıkarmak, yere atmak, rakibe bedensel olarak vurmak yasaktır.

Karşılaşma sırasında kullanılan eşyalar yumuşak malzemeden yapılan matrak sopası, yastık kalkan, miğfer ve sporcuların giysisi aba olmak üzere toplamda dört parçadır.

"matrak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Sosyal Uyum ve Gençlik Katılımı Projesi çalışanlarının düzenlediği etkinlikte Türk ve Suriyeli öğrencilerin birbiri ile kaynaşmaları ve uyum içerisinde olmaları amacıyla matrak, masa tenisi, yüz boyama, çuval yarışı, halat çekme ve ip atlama gibi çeşitli oyunlar oynandı.

Kilimli futbol sahasında düzenlenen etkinlikte Koşu yarışması, Çuval yarışması, Matrak Osmanlıcada Cenk Sanatı oyunu, Halat Çekme, İp Atlama, Voleybol ve Futbol müsabakaları yapıldı.

Teknolojik aletler olmadan sadece sosyalleşmek amacıyla kampa giren anneler ve kızları, macera parkı, deniz bisikleti, geleneksel okçuluk, matrak oyunu, yükseklik korkusunu yenmeleri için dev salıncak etkinliklerinde keyifli vakit geçirdi.

Paintball, matrak ve tarihi savaş oyunları gösterileri, yöresel yarışmalar, şiir sunumlarının da yapıldığı şenlik, konser programıyla sona erdi.

İlimizde de badminton, sokak basketbolu, masa tenisi, plaj voleybolu, bisiklet turu ve matrak branşlarında faaliyetler yapılacaktır.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde matrakçı Nasuh tarafından geliştirilen matrak, daha fazla kılıç talimi yaptırılması kapsamında yaralanmaların önüne geçilmesi amacıyla yeniçeriler, şehzadeler ve sultanlara öğretildi.

Kampta spor yapan matrak oynayan öğrenciler, ateş yakarak bir taraftan yemeklerini pişirdiler bir taraftan da ısınmaya çalıştılar.