Vikipedi
Meçkey (Tatarca: Mäçkäy veya Мәчекәй ya da Мәсек, Azerice: Məçkəy, Rusça: Mасек); Türk, Anadolu ve Altay halk inanışında, batı dillerindeki karşılığı ile birebir örtüşen bir anlamla vampir demektir. Meçik de denir. Türk halk kültüründe ve halk inancında kendine özgü bir vampir türüdür. Bazı yönleri bütünüyle türk kültürüne özgü olsa da Batı toplumlarının inanışlarına çok benzeyen bazı özellikleri de mevcuttur. Örneğin tıpkı Nosferatu'da olduğu gibi, "tağun" (yani veba) hastalığı taşıdığına inanılır.Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011, (OTRS: CC BY-SA 3.0) İnsanların kanını emer, içlerinde büyür. Ölüm saçan kambur bir yaşlı kadın (veya bazen yaşlı bir erkek) şeklinde düşünülür. Sözcük, biçmek (kesmek) fiili ile alakalıdır. Meç Moğolcada maymun, Mes ise silah demektir. Türklerde masal ve söylencelerde maymuna benzer varlıklara sıklıkla rastlanır.
Türk kültüründe vampir[ değiştir]Azerbaycan ve Türkiye'nin bazı bölgelerinde defnedildiği gün mezarlarından çıkarak insanları korkudan "hortdan" adlı varlıkların bulunduğuna inanılır. Bu varlık Meçkey ile büyük oranda benzerlik gösterir. Anlatılanlara göre yaşadığı zaman kötülükler yapan, cinayetler işleyen insanlar öldükten sonra dirilirler. Hortlayan insanın ahretten kovulduğuna inanılır. Güya ki, geceler mezarından çıkan, kefenle ortalıkta dolaşan bu yaratık hızla koşabilir, at biner, silahtan kullanabilir, istediği insanı döver, sevdiği insanı kaçırabilir, evlere saldırabilir, yol kesebilir.
Profesör Arminius Vambery, Türkler'deki bazı vampir inanışlarına da değinmektedir. Macar dilinin köklerini araştırmak amacı ile Orta Asya’ya kadar derviş kılığında yolculuk eden Vambery’e göre: “Osmanlılar’da yaygın bir inanışa göre vampirler ağaç kovuklarında gizlenirler ve oralarda avlanırlarmış. Ele geçirilen vampirler kelleleri kesildikten sonra bir çuvala konup denize atılırmış.”
1833 yılında Tırnova kadısı Ahmet Şükrü Efendi tarafından hükümet merkezine gönderilmiş ve Takvim-i Vekayi gazetesinin 69. sayısında yayınlanmış olan bir belgede şu ifadeler yer alır:
“Büyük bir kalabalıkla mezarlığa gidildi. Resimli tahtayı parmağında çevirmeye başlayınca resim sağlıklarında yeniçeri ocağının kanlı zorbalarından Tekinoğlu Ali Alemdar ile Apti Alemdar denilen iki şakinin mezarına karşı durdu. Mezarlar açıldı. Cesetler yarım misli büyümüş, kılları ve tırnakları da üçer dörder uzamış bulundu. Gözlerini kan bürümüş, gayet korkunç idi. Mezarlıktaki bütün kalabalık bunu gördü. Bu adamlar sağlıklarında her türlü pis çirkin işi yapmış, ırza, namusa, mala saldırmış, adam öldürmüş Yeniçeri ocakları kaldırıldığı zaman her nasılsa yaşlarına bakılarak cellada verilmemiş ecelleri ile ölmüş kişilerdi. Sağlıklarında yaptıkları yetmezmiş gibi şimdi de halka habis ruh olarak tebelleş olmuşlardı. Cadıcı Nikola’nın tanımına göre, bu gibi habis ruhları defetmek için cesetlerin göbeğine birer ağaç kazık çakılır ve yürekleri kaynar su ile haşlanırmış. Ali Alemdar ile Apti Alemdar’ın cesetleri mezardan çıkarıldı. Göbeklerine birer ağaç kazık çakıldı ve yürekleri bir kazan kaynar su ile haşlandı. Fakat hiç tesir etmedi. Cadıcı “bu cesetleri yakmak gerek” dedi. Bu hususda şer’an da izin verildi ve iki yeniçerinin mezardan çıkarılan cesetleri mezarlıkta yakıldı.”İlber Ortaylı, İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı, 25. Baskı, Sayfa 38Anlatılan olayda küçük farklarla klasik cadıcılık yöntemleri izlenmektedir. Örneğin Avrupa inanışında kazık göbeğe değil de kalbin hizasına çakılır yürekleri kaynatmak kadar cesetlerin kellelerini uçurmak da geleneğe göre etkin bir çaredir. Bu tür asılsız söylentilerin halkı disiplinsiz yeniçerilere karşı harekete geçirmek için ortaya atıldığı sanılmaktadır.
Anadoluda Meçik anlayışı[ değiştir]Meçik, Anadolu halk inancında mezardan çıkan ölü demektir. Ölüp tekrar dirilen varlıktır. İnanışa göre yaşarken kötülük edenlerin ölünce hortlayacağına inanılır. Daha gömüldüğü gece mezarından kalkar. Meçik sözcüğü aynı zamanda tokmak, sopa, uzun sakal, ziftNe Demek? "Meçik" gibi anlamlar da içerir ve bu varlığın özellikleriyle de bağlantılıdır. Olumsuz manaları bulunan bu kelime kimi zaman hakaret amacıyla (Meçik gelin, Meçik kaynana, Meçik adam vs.), kimi zamanda beddua olarak (Meçik yesin, önüne meçik çıksın gibi) kullanılır. Tatarca’da Meçe, Başkurtçada Besey, Boşnakçada (Sırpça ve Hırvatça’da) Maçka, Macarcada Macska, Kazakçada Mısık, Moğolcada Muğus, Uygurca’da Muşuk, Özbekçe’de Muşuk, Buryatça’da Mis sözcükleri kedi manası taşır. Kediler kimi efsanelerde tıpkı kurtadamlar gibi şekil değiştirilerek kılığına girilen varlıklar arasında görünür. Kedi Kadın motifi bu anlayışla ilgilidir.
Kaynakça[ değiştir]