Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
mecburen
  • zarf Kendi isteğinin dışında, zorla, kaçınılmaz, zorunlu olarak

"mecburen" kelimesinin kullanım örnekleri.

Dilencilerin Gaziantep ve Urfa’dan geldikleri, tarlalarda amelelik yaptıklarını, ancak kazandıkları ücretin kendilerine yetmediği belirtirken, ’dilenciliğin hırsızlık yapmaktan daha iyidir’ diyen dilencilerden Adem Yıldız (33) isimli şahıs, 6 aile aynı evde kalıyoruz, 5-6 defa fona başvuruda bulum her defasında red edildi, neden red edildi anlamadım diyerek, özürlü olduğunu başka yapacak bir işinin olmadığını, mecburen dilendiğini 6 çocuğunu ve bir tanesinin henüz 1 aylık olduğunu, onları doyurmak zorunda olduğunu söyledi.

Biz de giremeyince şu anda mecburen büfecilik yapıyoruz ve yaşamımızı bu şekilde sürdürüyoruz.

Öncelikle ACT ve DCP gibi teknoloji fonlarının yatırım süresi kısıtı nedeniyle en çok yatırımı mecburen bu iki fon Aralık ayında yaptı.

Patlak lastik olan dingili kaldırdığını belirten sanık Azat Koçak, yola mecburen o şekilde devam ettiğini söyledi.

Vatandaşımız da mecburen o 36 aylık finansmanı öyle ya da böyle 120 ayda da olsa karşılamak zorunda.

Biz, mecburen Kayapa bölgesini çıkarıp, sadece mera bölgesinde planlama yaptı.

Ancak Said ile karşılaşmayı beklemediği için Kumandan Şefik ile görüşeceği yalanını söyler ve mecburen kumandanın odasına girmek zorunda kalır.

Fakat dolu olduğu zaman mecburen çadırların üzerinde kurutmak zorunda kalıyoruz.

Yüzde 50'ye varan komisyon ödeyen aciz kalmış otelci de mecburen fiyatlarına yansıtmak zorunda kalıyor.

Mecburen bırakmak zorunda kaldık, ilerleyen yıllarda sobacılık biten meslekler arasında olacak unutulup gidecek.

Baktık ki bunlar nasihattan anlamıyor, tekdir ile de uslanacakları yok, mecburen köteği devreye soktuk.