"mensubiyet" ne demek

"mensubiyet" kelimesinin kullanım örnekleri.

Yeni kararla, devletin güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya topluluklara üyelik mensubiyet iltisak ya da bunlarla irtibatı bulunduğu belirlenen ihracatçılara da hususi damgalı pasaport verilmeyeceği hükme bağlanmış oldu.

Bunu, bu topluma mensubiyet duyan herkesin, hakşinas herkesin yapması gerekir diye düşünüyorum.

Maalesef küçük illerde ötekileştirme baskısı insanları birbirinden hızla uzaklaştırmakta birlik beraberlik memleketçilik mensubiyet duygusuna zarar vermektedir.

İnanmalıyız ki mensubiyet şuuru taşıyan bir nesil yetiştirmek muhteşem bir fethin yegane müjdecidir.

Bu yüksek mensubiyet dolayısıyladır ki, insani değerlerin aşındığı, bireyciliğin ve bencilliğin toplumsal huzuru ve barışı tehdit ettiği çağımızda en merhametli, en yardımsever ve en barışçı toplumlardan biri olma özelliğini sürdürmekteyiz.

Bahçeli, Antalya'nın Serik ilçesindeki bir otelde düzenlenen partisinin İl Başkanları ve Belediye Başkanları Toplantısı'nın kapanış oturumunda yaptığı konuşmada, milliyetçiliğin bir millete mensubiyet şuuru olduğunu söyledi.

Siyasi duruşum, tavrım ve ilkelerim, mensubiyet şuurumun tartışılmasına asla izin vermez.

Ermenilerin tarihte dünyanın hangi coğrafyalarında yaşadıklarını ve Balkan halklarından Ari ırkına mensup olduğunu kaydeden Hüseyin Adıgüzel, Ermeni tarihçilerinin kendi tarihleri ile ilgili yazdıklarının efsanelere dayandığını, Ermeni isminin ilk defa etnik mensubiyet için değil, dini mensubiyet ismi olarak kullanıldığını anlattı.

Mütalaada, sanık Haydar Baş'ın liderliğini yaptığı cemaat yapılanmasının söz konusu olduğu, şikayetçiler Mustafa ve Meral Eraslan'ın da cemaat ile mensubiyet ilişkisi içerisinde oldukları belirtildi.