Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü
Kanda bulunan, kemik iliği kökenli, oval veya böbrek benzeri görünümde tek çekirdekli, sitoplazmasında azurofilik granüller içeren, fagositoz yapabilen en büyük beyaz kan hücreleri. Dokulara göç ederek kuvvetli fagositik aktiviteye sahip olan ve kronik enfeksiyon hastalıklarında sayıları artan makrofajlara dönüşür ve kanda yaklaşık 24 saat süreyle kalırlar.
Biyoloji Terimleri Sözlüğü
(Yun. monos: tek; kytos: boşluk) Oval ya da at nalı şeklinde bir çekirdeği olan, farklılaşarak makrofajları oluşturan ve dokular arasına geçen, fagositoz yapan büyük kan hücresi.
Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü
Oval veya at nalı biçiminde bir çekirdeği olan, farklılaşarak makrofajları oluşturan ve dokular arasına geçen, fagositoz yapan büyük kan hücresi.
Zooloji Terimleri Sözlüğü
(Yun. monos = tek, Yun. kytos = boşluk), Kanın büyük, tek çekirdekli ve renksiz olan bir tip gözesi.
Vikipedi
Monosit akyuvar (lökosit) türü.
Monositler vücuttaki akyuvarların yaklaşık %7'sini oluştururlar. 12-20 μm çapındadırlar. Kemik iliğinde yapıldıktan sonra kan dolaşımına geçerler. Yaklaşık birkaç saat içinde kan dolaşımından çıkıp dokulara girerler. Dokularda bu monositler ayrı makrofaj türlerine olgunlaşırlar. Makrofaj dokularda bulunan monositlere verilen addır; her tür dokunun kendine özgü makrofajları vardır. Mikroskopik incelemede normal şartlarda, tipik at nalı benzeri çekirdekli görünürler.Fagositoz yetenekleri mevcuttur.Fakat bu özellikleri makrofajlara dönüştüklerinde daha güçlü olur.
Monositler ayrıca, enfekte edilmiş vücut hücrelerini bağışanların yardımıyla imha edebilirler; buna antikora bağımlı hücresel sitotoksisite ( ADCC) denir.Yangı fizyopatolojisinde oldukça önemli rolleri vardır.