"motive" ne demek

"motive" kelimesinin kullanım örnekleri.

Her hafta adeta yarış havasında öğrencilerin kendilerine de bu fırsatın verilmesini istediklerini vurgulayan Yüzdemir, "Ekranda görünme, arkadaşları tarafından beğenilme, alkışlanma hissi onlara motive sağlıyor.

Akıllı aktivite koçluğu, gelişmiş Kalp Atış Hızı uygulaması, doğrudan bileğinizden erişebileceğiniz favori çalma listeleriniz, yerleşik altimetre ve daha duyarlı bir Siri deneyimi ile Apple Watch Series 3 her zamankinden daha aktif, motive ve sevdiğinizle bağlantıda kalmanızı sağlayacak özelliklere sahip.

Akıllı aktivite koçluğu, gelişmiş Kalp Atış Hızı uygulaması, doğrudan bileğinizden erişebileceğiniz favori çalma listeleriniz, yerleşik altimetre ve daha duyarlı bir Siri deneyimi sunan Apple Watch Series 3 ile her zamankinden daha aktif, motive ve bağlantıda kalmanızı sağlayacak özellikleri keşfedin.

Beş yaşından itibaren motor gelişim açısından kazanılan temel hareketlerin çocukta olgunlaşma evresine ulaşabilmesi; alıştırma olanağı yaratılmasına, çocuğun motive edilmesine ve nitelikli eğitim verilmesine bağlıdır.

Başlatılan proje ile çocukların cami sevgisini kazanacağını kaydeden Başkan Tutal, "Büyükşehir Belediyemizin başlatmış olduğu çocukları namaza alıştırma etkinliğinde bizler de destek olmak, çocuklarımızı motive etmek için buradayız.

Hakkında çıkan transfer haberleriyle ilgili de konuşan Apter Potuk, bu tür haberlerin kendisine motive ettiğini vurgulayarak, şunları ifade etti: "Transfer noktasında geçen sene sıkıntılı bir dönem yaşamıştım.

Semra İlhan, serginin bölüm öğretim elemanlarını ve öğrencilerini yaptıkları araştırmalar aracılığıyla sektörle buluşturmayı, öğrencilere vizyon kazandırmayı ve onları araştırmacılık konusunda motive etmeyi amaçladığını söyledi.

İzmir’de 35 derece sıcakta Altay’la bir final maçı oynadıklarını, oradan yorgun argın gelerek moral motivasyonu sıfıra inmiş oyuncularla, camianın sarsılan güveninin olduğu atmosferde takımı motive etmenin zor olduğuna değinen Doğan, “Ekibimle beraber benim yanımda olan herkes etkili oldu ve futbolcuları tekrar yarışın içinde olması gerektiğine inandırdık.

Öğretmenlik mesleğine ilişkin bir adım atmak isteniliyorsa, öğretmenler motive edilmek isteniyorsa, verimlilik artırılmak isteniyorsa, kariyer boyutuyla konuyu ele almak ve buna ilişkin teşvik unsurlarını devreye koymak gerekiyor.

Edremit İlçe Müftüsü Seyfullah Aruk ise gençlerin namazlarını camide kılmalarını teşvik etmek, cemaate alıştırmak, dini duygularını motive etmek amacıyla böyle bir program düzenlediklerini ifade etti.

Bu ziyaretlerin ilk üçü aynı yıl gerçekleşiyor ve düşman işgalinin etkisiyle bitap düşen halkı yeniden motive etmek ve milli mücadele fitilini ateşlemek için ulaşımın zar zor yapıldığı, türlü imkansızlıklar içerisinde gerçekleşiyor.

Oyuncu çocuklardan birini, motive etmek uğruna epey ağırca azarlıyor sonra.

Güneş'in ne yüzünde ne de sesinde hiçbir kızgınlık belirtisi olmadığı, maç yeni başlıyormuş gibi taktik verdiği ve yaptığı esprilerle talebelerini ikinci yarıya motive ettiği öğrenildi.

Uyar, müşterinin kişisel tercih ve zevklerini ön planda tutan kişiselleştirilmiş müşteri iletişiminin benimseme sürecinde motive edici etkenlerden biri olarak öne çıktığını belirtti.

Tıp Fakültemizde bu konuda yüzümüzü güldüren araştırmalar yapılmakta ve kanser hastalarımız için tedavi zincirine tedavi dışı motive edici etkinlikler de eklenmekte ve üniversitemizde yıl içinde çok sayıda bilinçlilik ve duyarlılığı artırıcı konferans ve paneller düzenlenmektedir.