Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Karşı koyan, karşı çıkan
"Dışarı çıktığında kulağında kalmış rivayetleri ileri sürerek muarızlarını iknaya çalıştı." - H. Taner
"muarız" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bugüne kadar siyasi olarak millete hiçbir şey veremeyenler, girdikleri 12 seçimde hiçbir başarı elde edemeyenler, milletle birlikte yol yürümesini beceremeyenler kendilerinin siyasi muarız olarak aldıkları kişilere karşı karalama kampanyasıyla siyaset yapmayı kendilerine tarz edinmiş bir yapı içerisindeler.
MHP muarız ve aleyhtarlarının attıkları iftiralar, yazdıkları yalanlar ayaklarına dolanacaktır.
Eğer iktidarın kontrolündeki bürokraside kendine durumdan vazife çıkaran, fırsattan istifade muarız ve rakiplerini, sevmediği çalışanları temizlemeye çalışanlar varsa bunları deşifre edecek ve üzerlerine gideceğiz.
İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURUMU Milletvekili Aydemir, Biz hep söylüyoruz, ehli vicdan, ehli insaf, muhalif, muarız kesimler de hep dile getiriyorlar ki AK hareket müspet anlamda ilkleri hayata geçiren serencamın adıdır.
Muhalif olmakla yeminli muarız olmayı birbirine karıştıran bu partinin ve onun başındaki zatın ülkemizle, milletimizle, devletimizle olan bağı zayıflamaktadır.