Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat İhtiva eden, içine alan, kapsayan, içinde
bulunduran
"muhtevi" kelimesinin kullanım örnekleri.
Buna göre, kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin, kambiyo, nukut, esham, tahvilat ve ticari senetlerle ödemeye yarayan her türlü vasıta ve vesikaların alım satımı ile memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar almaya Bakanlar Kurulu yetkili olacak.
Biz ana muhalefet partisinin başındaki zatı zaten parlamentodaki yemin töreni dahi orada yapılan kitabın, anayasa ve iç tüzüğü muhtevi kalkıp Meclis Başkanımıza fırlatılması ve aynı şekilde ardından yapılan açıklama.
Biz ülkemizi bütünleştirecek bir içeriği, muhtevi rabiamızı söylüyoruz.
Uzlaşma Komisyonumuzdaki fikirlerimiz muhtevi olarak kalabilir ama anayasanın bütünü içinde bir yere oturacak.
Biz ülkemizi bütünleştirecek bir içeriği muhtevi rabiamızı söylüyoruz.
Bu 22 kişinin bir kısmı araçların çalınması bir organize suç yine, onun dışında kalan bir terör örgütünün ve YPG ve PKK bağlantıları muhtevi terör örgütünün, bütün dikey ve yatay ilişki hatları tespit edilmiştir.
Görüşlerimizi, muhtevi bir mektubu da kendisine iletti ve bu görüşmeleri de bundan sonra daha yakın bir istişare içinde sürdürme kararlılığındayız.