Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
muntazam
  • sıfat Düzgün
  • Düzenli, derli toplu
    "İyilerin muntazam tamlığında bulamadığını, onlardan uzaklarda aramaya karar vermişti." - E. Şafak
  • zarf Düzenli, sürekli ve düzgün bir biçimde
    "Bizi beslemek için muntazam yumurtlarlar." - Ö. Seyfettin

"muntazam" kelimesinin kullanım örnekleri.

Tabiat parkındaki tesislerimiz konaklama ve restoran hizmetini muntazam bir şeklide misafirlerine sunabilecek kapasitede.

Muntazam bir şekilde tutulan notlarda, restoranların kimler tarafından kurulduğu, şef ve idarecileri, kimin hangi yemekleri çıkardığı ve kaç paraya sattığı, şehirde kaç tane otel olduğu ve sahipleri tek tek yazılmış.

Yapıya adını veren minarenin kaide kısmı muntazam kesme taş kaplamalı beden kısmı ise tamamen tuğla örgülü.

Modern ülkelere ve şehirlere baktığımızda hepsinde bisiklet yollarının, kaldırımların muntazam ve güvenli olduğunu görmekteyiz.

Şehrin tüm ilçelerini muntazam bir şekilde karayollarına bağlamak amacıyla yaz kış demeden çalışan Büyükşehir, Nizip ilçesinde yol açma ve genişletme çalışmalarına yoğunlaştı.

Filistinli gruplar adına deklarasyonu okuyan Siyasi Kalkınma Vizyonu Merkezi Müdürü Ahmed Atavine, forumu düzenleyen tarafların Filistin Ulusal Diyalog Forumu'na katılan taraflar arasında muntazam bir şekilde görüşmeleri sağlamak üzere hareket edeceğini belirtti.

Hemen bebeği bulduğumuz noktayı jandarmayla inceledik, yol kenarındaki otlar muntazam bir şekilde kesilmiş ve bazı yerlerde de toprak yığınları gördük.

Dört senedir muntazam olarak düzenlediğimiz sünnet şölenimiz de bunlardan bir tanesi.

Gerek sporun asaleti, gerekse de seyircilere karşı gösterilmesi gereken hürmet noktası nazarından sporcuların müsabaka esnasında her türlü kaba, terbiye dışı, münasebetsiz hal ve sözlerden uzak durmaları, temiz, muntazam, ahlaka ve kurallara uygun giyinmiş olmaları lazımdır.