Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
nüfuz
  • isim İçine geçme
  • Söz geçirme, güçlü olma, erk
    "Birbirlerinin servetlerini, nüfuzlarını, rütbelerini, kabiliyetlerini bilirlerdi." - A. Ş. Hisar

"nüfuz" kelimesinin kullanım örnekleri.

Bunlardan biri; Nano tanecikler çok küçük oldukları için kıl köklerinden ya da deriden nüfuz edebilme veya solunum yoluyla vücuda alınabilme riskleri var.

Daha fazla güç ve nüfuz elde etme isteği ve açgözlü dürtülerin neden olduğu bu vahşetin kaynağı sadece silahlar değil.

Kimse, devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.

Cumhuriyet Halk Partisinin asli kadroları, kurucu parti olma vasfını sürdürmek isteyen kadroları muhakkak partilerine sahip çıkacaklardır ama böyle bir romantik anlatı, böyle bir yaklaşım, bir bakıma eski devrimci çevrelerden, onların takipçilerinden kendisine etkili ve yetkili yerlerden kadro devşiren CHP'nin diline nüfuz etmiş görünüyor.

Yeni seçilen kurullarımız güçlü, direngen yeni bir dilin yakalanması ve özellikle toplumun büyüyen, artan sorunlarını karşılayacak, bu sorunlarla baş edebilecek ciddi bir örgütlülüğü, radikal demokrasi olanaklarını yaratacak ve toplumsal mücadele odaklarına nüfuz eden bir saha çalışmasını hedefleyecek.

Bu nedenle Pantene, saçları içten dışa güçlendirecek bir çözüm arayışına girdi ve saç bakım kremlerinin formülüne eklenen Histidin ile mineral birikimini azaltarak saça güç vermek için formülün derinlemesine nüfuz etmesini sağladı.

Masaj ve keseleme benzeri uygulamayla bahsettiğim proteinler açılan gözeneklerden cilde nüfuz eder.

Böylece sıcak suda çözünen kozanın, içerisinde barındırdığı proteinler salınırken, masaj ve keseleme benzeri uygulama yöntemiyle bu proteinler açılan gözeneklerden cilde nüfuz eder.

Bu oluşumlardan UMH'ye bağlı olduğu söylenen Terhune Yedinci Tugayı, başkenti milislerden temizlemeye çalıştığını ileri sürerken, çatışmanın diğer tarafları ise söz konusu tugayın, konuşlanma noktaları başta olmak üzere Trablus'ta nüfuz ve ekonomik güç sağlamayı hedeflediğini iddia etmişti.

Bu oluşumlardan UMH'ye bağlı olduğu belirtilen Terhune Yedinci Tugayı, başkenti milislerden temizlemeye çalıştığını ileri sürerken çatışmanın diğer tarafları ise söz konusu tugayın, Trablus'taki konuşlanma noktaları başta olmak üzere nüfuz ve ekonomik güç sağlamayı hedeflediğini iddia etmişti.

Sivil toplum kuruluşları bir kalp gibi HİMYAÇDER gibi, Kadem gibi bunlar aslında toplumun detaylarına inecek kılcal damarlarına inecek nüfuz edecek asıl unsurlar bunlardır.

Bir kısım entelektüel solcu olduysa da, bunlar da halka nüfuz edemedi.

Larinks ve özofagusun mukoza zarlarına nüfuz ederek, hücrelerin malign büyümesini tetikleyebilirler ve sadece obeziteye neden olmazlar.

Özellikle dış kulak yolunu koruyan mumsu kulak kirinin ortamdan uzaklaşması sonucu, dış kulak yolu derisi florasında doğal olarak bulunan ya da suda yer alan ve bulaşıcı olmayan mikroorganizmalar dış kulağa yerleşip burada çoğalır, sonra da deri içine nüfuz ederek bu bölgede enfeksiyon oluşturur.

Bir olgusal gerçekliklerden kopmamak lazım, iki kavramsal dünyaya iyi nüfuz etmek ve doğru kavramlar kullanmak lazım, üç ilkesel duruştan taviz vermemek lazım.