Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Sonuçsuz
"Sizi şu neticesiz hevesten vazgeçirmek için tehlikeyi göze aldım, geldim." - R. H. Karay
"neticesiz" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bölge insanı inancına ve kültürüne sahip çıktığı için bu uğraş neticesiz kaldı.
Sanıkların hiçbirinin yaralama ve öldürmeye teşebbüs suçlarını kabul etmediği aktarılan kararda, mahkemenin bu fiilleri kimin işlediği yolundaki tespitine yönelik bütün araştırmalarının neticesiz kaldığı ve eylemleri işleyenlerin hangi sanıklar olduğunun belirlenemediği bildirildi.
Nitekim 15 Temmuz hain FETÖ kalkışmasında, istiklal ve istikbalimize kastetmeye çalışan hainlere, emsali ancak bu aziz milletin fertlerinde görülebilecek kahramanlık örnekleri sergilenmiş, şehit ve gazilerimiz pahasına bu hain girişim neticesiz bırakılmaya mahkum edilmiştir.
Yapmış olduğumuz çalışma ve görüşmeler neticesiz kalınca güvenlik güçlerimiz yolları kapatıp, barikat kuranlara yönelik operasyon düzenlendi.
Aksi takdirde sonuçsuz neticesiz bırakılırsa bu yapanları cesaretlendirir.
Sanayi bölgesindeki kamyon garajının 1997 yılında kaldırılıp üzerine okul getirildiğini hatırlatan Tütüncü, sanayi sitesinin açtığı davanın neticesiz kaldığını söyledi.
Elinizdeki tüm imkanları değerlendirip çabalayın, hiçbir çalışma ve alın teri neticesiz ve karşılıksız kalmayacaktır.
Olayı neticesiz bırakmayacaklarını vurgulayan Faik, Başmüftülük olarak İslam dini için kutsal olan bayramda huzur ve mutluluklarını bozan bu şiddet olayından dolayı büyük bir rahatsızlık duyduklarını söyledi.
Ülkemizde dinler arası cepheleşmenin yaşanmasını istemediğimiz için kutsal bayram günlerinde yaşanılan bu çirkin olayın neticesiz kalmasını kabul etmeyeceğiz.
Maalesef Adalet Bakanlığı ile yaptığımız görüşmelerde neticesiz kalmıştır.