Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Sonsuz, sonu gelmez, bitip tükenmez
"O, şimdi bir sahnenin önünde vatanının her bucağından gelen nihayetsiz minnet ve şükran uğultusunu işitiyordu." - H. S. Tanrıöver
"nihayetsiz" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bu kutlu gece, feyiz ve bereketin, rahmet ve mağfiretin nihayetsiz bahşedildiği bir gecedir.
Bazen kendi içinde bulunduğumuz dönemi çok uzun ve çok da nihayetsiz görürüz.
Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler için ahlakını, ananelerini, hatıralarını, menfaatlerini kısacası bugün kendi milletini yapan her şey dili sayesinde muhafaza olduğunu görüyor.
Şeytanların zincire bağlandığı, cennet kapılarının ardına kadar açılıp, cehennem kapılarının kapandığı, yapılan hayır ve hasenata Rabbimizin on misli, yüz misli, yediyüz misli ve kendi fazlından nihayetsiz bir şekilde mükafat verdiği bir kurtuluş mevsimidir.
Sizin kahramanlığınızla, sizin gösterdiğiniz nihayetsiz fedakarlıklar pahasına kazanılan bu büyük zaferin, millet tarafından takdirini gösteren bu rütbe ve unvanı ancak size mal ederek tüm askerlik hayatımın en büyük iftihar sermayesi olarak taşıyacağım.
İnsan, mahiyetinin genişliğinin ikinci önemli sebebi, istidat ve kabiliyet noktasında nihayetsiz donanıma sahip olmasıdır.
İnsanın birçok duygu ve kuvvelerine sınır konulmadığı için, insanda terakki ve tedenni nihayetsiz oluyor.
Su gibi akan ve sadece iyiliklerin geçer akçe olacağı bir hayatın içerisinde, yetim yavrularımıza destek nimeti ile bizi rızıklandırdığı için Rabbimize nihayetsiz şükürler sunuyoruz.