Güncel Türkçe Sözlük
-
isim Atom numarası 8, atom ağırlığı 16 olan, hidrojenle
birleşerek suyu oluşturan, rengi, kokusu ve tadı olmayan, havada
beşte bir oranında bulunan bir gaz, müvellidülhumuza (simgesi
O)
Kimya Terimleri Sözlüğü (II)
Simgesi O, atom kütlesi 15,9994 g, atom numarası 8 olan atmosferde serbest halde O2 şeklinde ve kütlece %23,2 oranında bulunan, yeryüzü kabuğundaki pek çok maddede %50 bağlı olarak bulunaan 1774 yılında ilk defa Priestley tarafından saflaştırılan gaz halinde renksiz bir element.
Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü
Renksiz, kokusuz, yükseltgenleyici ve karbonlayıcı gaz elementi. A.A. 16.000 A.S.8.
Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü
Havada %21 oranında bulunan, solunum için gerekli olan renksiz, kokusuz ve tatsız bir gaz.
Vikipedi
Oksijen atom numarası 8 olan ve O harfi ile simgelenen kimyasal elementtir. Oksijen ismi Yunanca ὀξύς (oksis - "asit", tam anlamıyla "keskin", asitlerin acı tadı kastedilir) ve -γενής (-jenēs) ("üretici", tam anlamıyla "sebep olan şey") köklerinden gelmektedir, çünkü isimlendirildiği zamanlarda tüm asitlerin oksijen içerikli olduğu sanılırdı. Standart şartlar altında, elementin iki atomu bağlanarak çok soluk mavi renkte, kokusuz, tatsız, diatomik yapıdaki, formülüne sahip dioksijen gazını oluşturur.
Oksijen periyodik tablodaki kalkojen grubunun üyesidir ve neredeyse diğer tüm elementlerle kolayca bileşik (başta oksitler olmak üzere) oluşturabilecek, büyük ölçüde reaktif olan bir ametaldir. Oksijen güçlü bir oksidanttır ve tüm elementler içinde ikinci en yüksek elektronegatifliğe sahiptir (sadece florun daha yüksek bir elektronegatifliği vardır) http://www.webelements.com/oxygen/electronegativity.html. Kütlesel olarak, hidrojen ve helyumdan sonra evrende en bol bulunan elementtirEmsley 2001, p.297 ve yerkabuğunda en bol bulunan elementtir, bu kısmın kütlesinin neredeyse yarısını oksijen oluşturur . Serbest oksijen, sudan oksijen elde etmek için Güneş ışığını kullanan bazı fotosentetik organizmalar olmadan Dünya üzerinde bulunamayacak derecede fazla reaktiftir. elementi bu organizmalar evrildiğinde, yaklaşık olarak 2.5 milyar yıl önce, atmosferde birikmeye başladı. Diatomik oksijen gazı hacimsel olarak havanın %20.8'ini oluşturur.Cook & Lauer 1968, sf.499.
Suyun kütlesinin %88'i oksijendir, bu yüzden canlı organizmaların kütlesinin büyük bir kısmını oksijen oluşturur. Organizmalardaki hem organik ( proteinler, yağlar ve karbonhidratlar) hem de inorganik ( dış iskelet, dişler ve kemikler) neredeyse tüm ana moleküllerin yapısında oksijen bulunur. Element halindeki oksijeni; siyanobakteriler, Algler, bitkiler üretir ve tüm kompleks yaşam biçimlerindeki canlılar hücresel solunumda kullanır. atmosferde birikmeye başlamadan önce, Dünya üzerinde evrimsel sürecin erken dönemlerinde dominant olan zorunlu anaerob organizmalar için oksijen toksik etki gösterir. Oksijenin başka bir formu ( allotrop) Ozon , biyosferin morötesi radyasyondan korunmasına yüksek irtifadaki ozon tabakası yardımcı olur, ancak yeryüzüne yakın yerlerde hava kirliliğinin yan ürünü olarak çevreyi kirletici özelliği de bulunmaktadır. Daha yüksekte alçak Dünya yörüngesi irtifasında kayda değer miktarda atomik oksijen bulunur ve uzay araçlarında erozyona neden olur.
Oksijen, sıvılaştırılmış havanın ayrımsal damıtılmasıyla, zeolitlerin basınç salınım adsorpsiyonu ile kullanılarak oksijenin havadan ayrılarak yoğunlaştırılmasıyla, suyun elektroliziyle ve diğer yollarla endüstriyel olarak üretilir. Oksijenin kullanım alanları arasında çelik, plastik ve tekstil üretimi; roket yakıtı; oksijen terapisi; ve hava taşıtlarında, denizaltılarda, insanlı uzay uçuş programlarında ve dalgıçlıkta yaşam destek üniteleridir.
"oksijen" kelimesinin kullanım örnekleri.
Kemik iliğinde bulunan kan yapıcı hücrelerin gelişimini tamamlamayarak anormal hücrelerin ortaya çıkması sonucu gelişen lösemi, kanda bulunan oksijen taşıyan alyuvar, mikroplarla savaşan akyuvar ve kanamaları durduran trombosit hücrelerinin azalması ile kendisini gösteriyor.
Kemik iliğinde bulunan kan yapıcı hücrelerin gelişimini tamamlamayarak anormal hücrelerin ortaya çıkması sonucu gelişen lösemi, kanda bulunan oksijen taşıyan alyuvar, mikroplarla savaşan akyuvar ve kanamaları durduran trombosit hücrelerinin azalması ile kendisini gösteriyor.
Eğer suyun akışkanlık değeri biraz az olmuş olsa ve en küçük kılcal damarın çapı 3 mikron yerine 10 mikron olmak zorunda kalsa, bu kılcal damarlar, yeterli oksijen ve glikoz oranını ulaştırabilmek için (beslemeleri gereken) kas dokusunun neredeyse tamamını kaplayacaklardır.
Balık ölümlerinin durdurulması için gerekli tedbirlerin alındığını belirten İl Müdürü Kenan Şahin, açıklamasında, "Kırşehir’de yaşanan ani iklim değişikliği ve aşırı sıcaklıklar nedeniyle azalan oksijen miktarı 10 dekar alanlık bir alanda bulunan Obruk Gölünde balık ölümlerine neden olmaktadır.
KOAH Rehabilitasyonunun faydaları hakkında bilgi veren Tünerir, “Nefes darlığını azaltır, egzersiz kapasitesini arttırır, günlük yaşamdaki aktiviteleri bağımsız yapabilmeyi sağlar, yaşam kalitesini arttırır, vücudun direncini ve kondüsyonu arttırır, kişinin günlük işlerini veya mesleğini yapabilme kapasitesini arttırır, ilaçlara ihtiyacı azaltır, oksijen tedavisine ihtiyacı azaltır, KOAH alevlenme ataklarının sıklığını azaltır” ifadelerini kullandı.
Eşi Gülten Kula ise mağaraya girdiklerinde temiz oksijen alarak rahatlama hissettiklerini ifade ederek, “KOAH hastasıyım mağarada nefes alışım çok daha rahatladı.
Serfikası bulunan tabipler, diş tabibi ve tabip gözetimde sertifikalı sağlık meslek mensubu tarafından uygulanabileceği belirtilen hacamatın yapılacağı merkezlerde; muayene masası, tansiyon aleti, steteskop, laringoskop, ambu cihazı, airway, endokrakeap tüp, seyyar oksijen tüpü, oksijen maskesi, enjektör, kanül, seyyar lamba, mobil aspiratör ve aspirasyon sondasının bulunması zorunlu tutulmuş.
Eğitime katılan hekimlere, Temel Yaşam Desteği (Yetişkin, Çocuk) Olay Yeri Yönetimi, Triaj, Hasta ve Yaralı Taşıma Teknikleri, Multi Travmalı Hastaya Yaklaşım, Solunum Sıkıntısı Olan Hastaya Yaklaşım, Acil Oksijen Kullanımı ve Alternatif Hava Yolu Araçları, Şoklar (Erişkin-Çocuk), Psikiyatrik Aciller, Acil Analjezi ve Sedasyon, Göğüs Ağrısı Olan Hastaya Yaklaşım, Bilinç Değişikliği Olan Hastaya Yaklaşım, Hekim-Hasta İlişkileri ve Tıbbi Etik konularında bilgiler verildiği öğrenildi.
Ozon tedavisi şeker hastalarında kan şekerini düşürdüğünden ve dokulara giden oksijen miktarını arttırdığından katarakta, nöröpatiye ve kılcal damar hasarlarına neden olan sorbitol miktarı azalır, eklem problemlerine neden olan glikozaminoglikanlar azalır, anjiyopati denilen damar hastalıklarının ilerlemesini sağlayan glikoproteinlerin sentezi azalır.
Tedavi genel durumun düzelmesi için yoğun bakım ünitemizde oksijen, serum (izotonik, dekstroz) antibiyotik ve uygulandı Antiparaziter ilaçlar kullanıldı.
Aracın LPG tüpü patlayınca, Güvenmak firmasına sıçrıyor, oradaki 8-10 asetilen ve oksijen tüpünün patlaması ile de büyümüş.
Kullanıldığı proseslerde daha düşük oksijen tüketimi ve yanma sonrası düşük nem oluşumu sağlaması nedeniyle, Asetilen gazı alternatif gazlara göre daha yüksek verimlilik sağlıyor.
Ş'nin ve bağlı şirket Asgazsan Asetilen Gazları Limited Şirketinin, CNG (sıkıştırılmış doğal gaz) dolumu, nakli ve satışı konusunda lisansının bulunmadığı, buna rağmen Ersoy'un, daha önce oksijen doldurulup satılan boş tüplerin bir kısmına CNG doldurtmak istediği belirtildi.
Duvarı yıktıktan sonra yanlarında getirdikleri oksijen ve asetilen tüpü yardımıyla çelik kasayı kesen hırsızlar, kasanın içinde bulunan yaklaşık 7 kilogram altını alarak kayıplara karıştı.
Patlamada 11 çalışanını kaybeden Güleç, Ersoy Gaz’dan alınan oksijen asetilen gazlarıyla ilgili olarak bilgi verdi.