Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
oksijensiz
  • sıfat Bileşiminde oksijen içermeyen

"oksijensiz" kelimesinin kullanım örnekleri.

Hasta ilk geldiğinde siyanoze, asistoli (morarmış, oksijensiz kalmış) halinde idi, acilen entübe edilerek resistasyon (kalp masajı, solunum desteği) başlandı.

Hasta ilk geldiğinde siyanoze (morarmış, oksijensiz kalmış), asistoli (kalbin elektriksel aktivite yokluğu) halinde idi.

Tıkanma sonucu kalp yeteri kadar beslenemez, oksijensiz ve besinsiz kalır.

MEIS kanserin oksijensiz glikoliz ile şekeri kullanmasını sağladığı düşünülüyor.

Oksijensiz kalması sonucu serebral palsi hastası olan, sağ kolunu kullanamayan ve tekerlekli sandalyede hayatını sürdüren Oğuz, 3 yıl önce sol elini kullanarak günlüğüne yazdığı masalları Gece Kitaplığı Yayınevi kitap olarak basıp piyasaya sürdü.

Diğer bir neden ise artan otlanmayla birlikte otların suyun tabanında çürütme yapması, çürümeden kaynaklanan gazların gölün tabanını oksijensiz bırakmasıdır.

Barajda suyun azalması neticesinde balıkların oksijensiz kaldığını düşünüyoruz.

Doğum esnasında anneye verilen aşırı narkoz iddia edilen Hiranur Karaduman, oksijensiz kaldığı için beyin ve fonksiyonları gelişmeden dünyaya geldi.

İlk talihsizliği doğumdan hemen önce aşırı narkoz nedeniyle oksijensiz kalması sonucu yaşadık.

Azalan su seviyesi dolayısıyla balıkların oksijensiz kalarak ölmüş olabileceği tahmin ediliyor.

Sürekli vücudun oksijensiz kalmasına bağlı zamanla tansiyon ve kalp hastalığı, beyinde inme veya solunumla ilgili problemler yaşanabiliyor.

Çok büyük bir eksiklikti, oksijensiz ortamlarda yargılama yapılması çok tehlikelidir.