Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
olanaksız
  • sıfat Olanağı olmayan, olma ihtimali bulunmayan, gayrimümkün, imkânsız
    "Belki zaman içinde düşünebilirdim. Ama artık olanaksız." - A. Ağaoğlu
Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
olanaksız

imkânsız.

"olanaksız" kelimesinin kullanım örnekleri.

O apışma salisesi şrak diye kaydedilmiştir belleğe, farkında dahi değilsindir, günlerini, gecelerini heba eder o salise uğruna; bir bölümünü bilirsin, el mahkum, tümünü bilmen olanaksız!

Bir yandan bombayı size doğru atmak, silahı size doğru doğrultmak için çaba gösteriyor diğer yandan da ayakta su içilmez, oturarak su iç falan diyerek hakikaten tirajı komik bizimle eğleniyorlar mı, dalga mı geçiyorlar anlaşılması güç bir ruh haliyle bu memlekette onarılması olanaksız pek çok sıkıntıyı harekete geçirdi.

Silikon kaplı dış gövdeleriyle canlı bir vatoz balığı ile hemen hemen aynı görünüm, boyut ve hareket yeteneğine sahip olmalarının yanısıra uyku modunda deniz zemininde hareketsiz durabilme özelliği ve sinyal emici boya ile kaplanmış iç kabukları sayesinde radarlar tarafından ne deniz zemininde ne de hareket halindeyken tespit edilebilmesi olanaksız.

Cinsellik hakkında bilgi sahibi olmayan bireyin zihninde böyle bir şey kurması olanaksız.

Önlem alınmaz ise bölge bahçelerinden meyve elde etmek olanaksız olabilir.

Özellikle kapalı ameliyatlarının mutlaka genel anestezi gerektirmesi ve kapalı ameliyat sırasında karın içinde gaz ile basınç oluşturulması bazı hastalarda kapalı ameliyat yapılmasını olanaksız kılar.

Çalışan ve işveren ilişkisi içinde bulunduğumuz teknik direktör İsmail Kartal'ın beyanları iş sözleşmesinin devamını olanaksız kılmıştır.

Kum çölü değil, üstünde yürünmesi bile neredeyse olanaksız, siyahımsı küçük sivri taşlardan oluşan bir uçsuz bucaksızlıktı.