Güncel Türkçe Sözlük
-
isim Bulunulan yer, çevre
"Ortalık karanlık, bizi kimse görmez, merak etme." - P. Safa
- İçinde bulunulan, yaşanılan ev, oda vb. yer
"Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmemden başka çare kalmadı." - H. E. Adıvar
- Yeryüzünün görünen bölümü, çevre, etraf
"Ortalıkta güneş olmadığı, hava yine bulutlu olduğu hâlde, tatlı bir aydınlık vardı." - S. F. Abasıyanık
- Soyut anlamda yaşanan ortam
"Bu neşe ortalığa sirayet etti." - P. Safa
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
(biyoloji)
"ortalık" kelimesinin kullanım örnekleri.
Oyunun konusu; Alaturka ve alafrangalık arasında sıkışıp kalmış, bayağılık, çokbilmişlik ve emeksiz kazanmanın egemen olduğu bir toplumda, her günün birbirinin aynı geçtiği, buram buram sıradanlık kokan bir eve; kaybolan değerlere ayna tutan Fahrettin Bey gelir ve ortalık karışır.
Düzce ili belediyelerinin çöplük alanında çöp arıtan iki gurup arasında çıkan sözlü atışma kavgaya dönünce ortalık bir anda karıştı.
Sonra damat içeriye alınır, ortalık iyice alevlendirildikten sonra da delil olsa da olmasa da sabit ikamet gerekçesiyle ya da dandik bir hastalıkla tahliye edilip serbest bırakılır.
Kazadan sonra Kükürtlü Caddesi iki taraflı trafiğe kapatılırken, ortalık savaş alanına döndü.
Ayşegül Hanım ve Sibel Hanım arasındaki tartışmaya Gülşen Hanım'da dahil oldu, Gülşen Hanım, Ayşegül Hanım'ı yeniliklere kapalı olmakla suçladı, ortalık karıştı.