Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Bir şeyi bastırarak başka bir şey üzerinden
geçirmek
"Aynı anda, gözlerini ovuşturduğunu, sonra bir çocuk arılığıyla gülümsediğini gördü." - T. Yücel
- Eli birbirine sürtmek
"Ahmet kahveden içeri girerken ellerini ovuşturarak söyleniyordu." - B. Felek
"ovuşturmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Ayrıca akne varsa cildi ovuşturmak, fırçalamak ve keselemek de önerilmiyor.
Yorgunlukta, uyku geldiğinde ya da gözler kaşındığında onları ovuşturmak herkesin yaptığı bir harekettir.
Gözleri ovuşturmak Kumsalda, oyun parkı ve kum havuzlarında yetişkinler ile çocukların gözlerine kum kaçması sıklıkla karşılaşılan bir tablo.
Deride çıplak elle kaşıma ve ovuşturmak denizanasından daha çok sayıda yakıcı kapsülün patlamasına yanma, kızarıklık, kaşıntı gibi yakınmalarının artmasına yol açacaktır.
Gözün saydam tabakası korneanın, incelme ve sivrileşmesiyle kendini belli eden keratokonus hastalığını, gözleri kaşımak, ovuşturmak ve sert baskı yapmak tetikliyor.
KAŞIMA GÖZLERDE KIRIŞIKLIĞA YOL AÇAR Yorgunlukta, uyku geldiğinde ya da gözler kaşındığında onları ovuşturmak herkesin yaptığı bir harekettir.
Birgi Sönmezer, en önemli çevresel faktörü ise gözü sürekli ve şiddetli kaşıyıp ovuşturmak yoluyla korneaya zarar vermek olarak ifade etti.
En önemli çevresel faktör ise gözü sürekli ve şiddetli kaşıyıp ovuşturmak yoluyla korneaya zarar vermektir.
En önemli çevresel faktör ise gözü kaşıyıp ovuşturmak yoluyla korneaya zarar vermektir.