Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
püf
  • isim Bir ateşi söndürmek veya canlandırmak için dudakları hafifçe büzerek dışarı verilen soluğun çıkardığı ses
    "Püf desen söner."

"püf" kelimesinin kullanım örnekleri.

Püf noktası: Lezzetli yumuşacık etli tas kebabı yapmak istiyorsanız dana antrikot tercih ediniz.

İşin püf noktası, köfte harcını toplam 36 saat buzdolabında bekletmek.

Güzel hazırlanmış yemek masası, lezzetleriyle damaklarda tat bırakan yemekler ve sunumlarıyla göz dolduran tatlılar için baklava ustası Mahmut Dolmacı kadınlara özel iftar sofrası hazırlamanın püf noktalarını anlattı.

Yumuşak poğaçaların püf noktası kullanılan malzemelerin kalitesi ve ekleniş biçimindedir.

Bunun püf noktası ise, gezilen yerleri, uzmanların açıklamaları eşliğinde gezdirebilmek.

Kat Eğitim Salonunda Fotoğraf Sanatı Eğitmeni ve Danışman Gılcan Mete Delibay yaptıkları sunumda, fotoğrafçılık tarihi, fotoğraf çekiminde dikkat edilecek püf noktalar, fotoğrafta kompozisyon, altın nokta kuralı, belirginlik, sadelik, ritim, denge, perspektif, hareket, siluet gibi konulardan bahsederek tüm katılımcıların fotoğraf çekimlerinde dikkat etmesi gereken kurallar hakkında bilinçlenmesini sağladı.

Liv Hospital Göğüs Hastalıkları Uzmanı Tuğçe Kasapoğlu Hürkal sigarayı bırakmanın püf noktaları üzerinde durdu.

Yaklaşık 3 yıldır devam eden kursta kadınlara mesleklerinin püf noktaları anlatan marangoz çift planya, hızar ve doğrama makineleriyle küçük parçalara böldükleri odunları özellikle ana sınıfları ve kreşlerde eğitim gören çocuklar için ahşap oyuncaklara dönüştürüyorlar.

Sodalı poğaçanın püf noktası hamurunun mayalanma süresinin aceleye getirilmemesidir.

İlker Burak Aslan kronik otitis media cerrahisi sonrası bakım ve takiplerde püf noktaları konulu sunumlarını yaptılar.

Üç ana öğün ve üç ara öğün olmak üzere yeme alışkanlığınızı muhakkak altı öğüne paylaştırmak en önemli püf noktasıdır.