Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Bir bağıntıyı perçinle tutturmak
- İki veya daha çok parçayı, karşılıklı bölümlerini birbiri
üzerinde ezerek birleştirmek
- Sağlamlaştırmak, güçlendirmek
"Yüksek sosyeteye girmek, orada tutunmak, adını perçinlemek istiyordu." - N. Nadi
"perçinlemek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Jandarma Genel Komutanlığı personeli olarak bizler ulusumuzun bu teveccühünün bilincinde hareket ederek var olan bu güven ve sevgi bağını korumak perçinlemek ve daha da güçlendirmek kararlılığındayız.
Jandarma Genel Komutanlığı personeli olarak bizler, milletimizin bize olan bu teveccühün bilincinde hareket ederek, var olan bu güven ve sevgi bağını korumak, perçinlemek ve daha da güçlendirmek azim ve kararlılığındayız.
Dört yıl önce evlenen ve mutlu birlikteliklerini bir çocuk sahibi olarak perçinlemek isteyen 24 ve 26 yaşlarındaki genç çift her türlü yöntemi denese de çocuk sahibi olmayı başaramadı.
Bu nostaljik görünümü perçinlemek adına kısalı uzunlu katlarla saçlar hareket kazıyor ve Retro bir forma bürünüyor.
İlimizde devletimiz ve hükümetimizce sağlanan huzurun akabinde turizmde kırılan rekorları perçinlemek için de çaba verdik.
Gönderdiğiniz andan itibaren kendi iktidarınızı perçinlemek için baskı kuruyorsunuz, bir başka vesayeti oluşturuyorsunuz demektir.
Bu sofra, birlik ve beraberliğimizi perçinlemek adına, paylaşma, kardeşlik ve sevgi bağlarının yoğunluk kazandığı, manevi duyguların güçlendiği bir sofradır.
Çağ, bu milli şuuru yaymak, geliştirmek ve perçinlemek adına kurulmuş bir sivil toplum kuruluşu olduklarını, Türkiye genelinde hizmet verdiklerini, bu davaya gönül veren insanlarla beraber bu yolda birlikte yürüdüklerini belirtti.