"plansız" ne demek

"plansız" kelimesinin kullanım örnekleri.

Nüfus artışıyla birlikte köyden kente göçle, plansız ve çarpık imar yapılaşmaları, planlama faaliyetlerindeki gecikmeler ve bilinçsizlik nedeniyle ormanlarımız ve doğal bitki örtümüz maalesef tehdit altında.

Esersizlik siyaseti, plansız, projesiz hedefsiz siyaset bugün kaybetmiştir.

Ayrıca plansız gelişen talep durumlarında randevu sisteminin müsaitlik durumuna göre hizmetten yararlanabilmeleri sağlanıyor.

Plansız gelişen ihtiyaç durumlarında ise randevu sisteminin müsaitlik durumuna göre engelli bireylere yardımcı olunuyor.

Kontrolsüzce artan nüfusun ihtiyaçlarının, plansız kentleşme ile birlikte doğal varlıkların üzerindeki baskıyı arttırdığını ifade eden Aytemiş, ayrıca, erozyon, ormansızlaşma gibi düzeltilebilir çölleşme nedenlerinin yanı sıra topraklarımızın hızla yapılaşmaya açılması ve ormanlar, sular, sulak alanlar gibi doğal varlıkların hızla tüketilerek geri dönülemeyen ve düzeltilemeyen kalıcı çölleşme sorunlarına yol açtığının altını çizdi.

Elbette plansız büyümek veya açılmak bugünlerde yapılmaması gereken bir şey.

Devlet, okul kuracak olanlardan teminat almalı, belli şartlar istemeli, plansız büyümeye izin vermemeli.

Şehirlerimizde yaşanan yoğun göç, plansız şehirleşme, gecekondu, ekonomik ve sosyal problemler sürdürülebilir şehircilik konusunda da birçok problemi beraberinde getirdi.

Taşırken de plansız programsız olmamalı, çok yoğunluklu olan bölgeleri rahatlatmak lazım.

Biliyorsunuz ki Esenyurt yüksek binalarla plansız yapılaşmanın iç içe olduğu bir bölgedir.

Yağan yağmurlarla boşluk suyu basıncının artmasıyla plansız projesiz yapılan istinat duvarları maalesef fayda değil zarar vermektedir.

Çankaya Belediyesi artan nüfusla birlikte büyük kentlerin en büyük sorunlarından birini teşkil eden plansız yapılaşmaya karşı yetkisi kapsamında çalışmalarını sürdürüyor.