Vikipedi
Rücu, bir kişinin, hukuken diğerinin yerine geçerek üçüncü kişilere karşı onun haklarını ve sorumluluklarını devralması durumu. Genellikle sigorta hukukunda karşılaşılır. Sigorta şirketleri, tazminat ödedikleri oranda hukuken sigortalının yerine geçerek kusurlu üçüncü şahıslara rücu etme hakkı kazanırlar.
Rücu kelimesinin kökeni Arapça olup, dönmek anlamına gelir. Rücu eden sigortacının, sigortalıya tazminatı ödedikten sonra dönerek kusurlu kişiden bu tutarı talep etmesi söz konusudur. Türk Ticaret Kanunu'nun 1301. maddesine göre:
Sigortacı sigorta bedelini ödedikten sonra hukukan sigorta ettiren kimse yerine geçer. Sigorta ettiren kimsenin vaki zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder.Sigortacının bu şekilde sigortalı yerine geçmesine hukukta halefiyet ilkesi denir.
Halefiyet bu anlamda sigorta hukukunda, sigortacının, ödediği tazminat tutarı kadar sigortalı yerine geçerek üçüncü şahıslardan zararının giderilmesini isteyebilme hakkıdır.
Halefiyet sayesinde, sigorta şirketleri üçüncü şahıslara rücu edebilmektedir.
Modern sigorta şirketleri, rücu haklarını daha etkin bir şekilde kullanmak için bu konuda uzmanlaşmış birimler oluşturmaktadır. Rücu işleri, bir hasarın sigortalıya ödenmesiyle başlar. Eğer hasara yol açan olayda üçüncü bir şahsın kusuru söz konusu ise, rücu birimi harekete geçerek kusurlu taraftan tazminatı ödemesini talep eder. Sulh (anlaşma) yoluyla tahsilat sağlanamazsa, sigorta şirketi çoğu kez mahkeme yoluyla alacağını takip eder. Rücu gelirleri, sigorta şirketlerinin maliyetlerini düşürmelerini, böylece daha düşük primlerle sigorta satmalarını sağlar.
Türkiye'de elementer sigorta şirketleri gibi SSK ve diğer sosyal sigortalar da rücu haklarını kullanmaktadır.
=
- Rücû (hukuk) Hukukla ilgili bir terim.
- Rücû (edebiyat) Edebiyatta bir söz sanatı.
- Rücû (din) Din ilgili bir terim.
Rücû (geri gönüş) anlatımı güçlendirmek için, söylenilen sözden vazgeçip daha güçlü bir söz söyleme sanatıdır. Edebiyatta ve hitabet sanatında kullanılır.
Örneğin;
Alnın bir sitare-i nev, yok bir âfitâb (Tevfik Fikret)