Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
sönük
  • sıfat Sönmüş olan
    "Karşımdaki duvara takılmış iki ampulden biri sönüktü ve bir gözü kırpılmış bir insan gibi bana bakıyordu." - K. Bilbaşar
  • Parlaklığı, hızı az veya azalmış olan, etkisiz, zayıf
  • Göze çarpmayan, dikkat çekmeyen, silik
    "Bu şehirde satışı bini geçmez, yerli lisanlarda sönük cerideler çıkar." - Y. K. Beyatlı

"sönük" kelimesinin kullanım örnekleri.

Testler arasında sıkışmış bir eğitim çalışkan başarılı öğrencilerimizde içine kapanıklık, toplumdan ve toplumun problemlerinden uzaklaşma, öz güvene ve duyarlılığın yok olması, sönük cesaretsiz ve rekabetten uzak bir birey olarak yetişmesine neden olmaktadır.

Geminid, 3200 Phaethon adlı sönük bir kuyruklu yıldızın, güneş etrafındaki yörüngesinde dönerken arkasında bıraktığı kaya parçaları sonucunda oluşuyor.

Devrearasında soyunma odasına inen sevgili başkan futbolculara neler söyledi de ilk yarının sönük adamları ikinci yarıda birer ateş parçası oldular!

Ama olumlu açıdan bakınca özellikle Göztepe ve Konyaspor maçlarındaki sönük futbolumuzu bir kenara bırakıp yenilmemize rağmen Beşiktaş maçında, berabere kalmamıza rağmen Rizespor maçında son derece iyiydik.