Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
sıçramak
  • -e Ayaklarla, birdenbire ve kuvvetle yeri teperek hızla yukarıya veya ileriye atılmak
    "Çocuk taştan taşa sıçrayarak gitti."
  • nsz Bir uyarı veya heyecan sebebiyle ürkerek birdenbire olduğu yerde doğrulur gibi sarsılmak
    "Uyumuş olacak ki yataktan sıçrayarak uyandı." - S. F. Abasıyanık
  • Yerinden koparak hızla, parçalar durumunda savrulmak
    "Tarlalardan kalkan çamur parçaları etrafa, bazen de üstüme sıçrıyordu." - Ö. Seyfettin
  • Yayılmak, bir yerden başka bir yere geçmek
    "Hatta az önce Birgi'ye de sıçramıştı satışlar." - N. Cumalı

"sıçramak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Araştırmacıların kullandıkları otistik fareler, saplantılı olarak kazma ya da havada sıçramak gibi alışkanlıklara sahipti.

İtfaiye ekipleri, yanan ve civarındaki orman ağaçlarına sıçramak üzere olan gözetleme kulesindeki alevleri kısa sürede müdahale ederek söndürdü.

Östaki borusunda kalan sıvılardan kurtulmak için basınç olan kulağımızın tarafına doğru tek ayak üzerinde sıçramak zıplayabilirsiniz.

Ancak sıçramak ve seviye atlamak istiyorsak, üretimin niteliğini de artırmak durumundayız.