Could not find any definition of word "sıçrayan"
"sıçrayan" kelimesinin kullanım örnekleri.
Fethiye’nin Tuzla Mahallesi Alirıza Aka Caddesi’nde 3 katlı evin zemin katında kiracı olarak oturan Mustafa Pehlivan oturma odasında sobayı yaktıktan sonra arızalanan bilgisayarını tamir ederken sobadan sıçrayan kıvılcım neticesinde ev bir anda aley topuna döndü.
Adana’nın Ceyhan ilçesinde yakılan anızlı tarladan ormana sıçrayan yangın büyümeden söndürüldü.
KDC Sağlık Bakanlığının son verilerine göre, temmuz ayı sonunda Kuzey Kivu eyaletinde patlak veren, geçen haftalarda Ituri eyaletine sıçrayan salgında tespit edilen kanamalı ateş vakası 147'ye çıktı.
Kalbe sıçrayan bakterilerin endokardit denilen kalp kapak iltihaplarına, virüslerin ise miyokardit denilen kalp adelesi iltihaplarına neden olabileceğini belirten Şener, ölümcül riskleri olan bu hastalıkların bulgularına dikkat edilmesi ve tedavi için vakit kaybedilmemesi uyarısında bulundu.
Kısa sürede evde bulunan eşyalara sıçrayan alevleri gören Hatice ve Mehmet S.
İtfaiyenin müdahalesi esnasında yan taraftaki mermer atölyesine sıçrayan yangın, ekiplerin çalışması sonucu kontrol altına alınarak söndürüldü.
Bunun yanı sıra 4 bin 138 adet tarım arazisinde başlayıp ormanlık alana sıçrayan yangın ile 276 ayrı orman yangını olmak üzere 5 bin 164 yangına müdahale ettik.
Sultan Tongul ısınmak için sobayı yaktı ve bir müddet sonra bacadan sıçrayan kıvılcımların ahşap olan tavanını tutuşturduğunu gördü.
Yenimahalle'deki Ankapark eğlence merkezi inşaatı sırasında oyun çadırlarından biri, kaynak makinesinden sıçrayan kıvılcımla tutuştu.