Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
sıcacık
  • sıfat Yeter derecede ve hoşa giden bir sıcaklığı olan
  • İçten, samimi, sevimli
    "Rustik barlarda her şey sıcacık ve tahtadır." - Ç. Altan

"sıcacık" kelimesinin kullanım örnekleri.

Böylece, hem dışarıda ve aracımda soğukta bekleme yapmıyorum hem de otomobilim aşağıya indiğimde sıcacık oluyor ve binip direk hareket ettirerek yoluma devam edebiliyorum.

Başta Tory Burch, Marc Jacobs, Isabel Marant, Hermes ve Proenza Schouler olmak üzere pek çok modaevinin dış giyim koleksiyonunda kendine geniş yer bulan sıcacık koyun kürkleri motorcu ceketlerine de klasik kesimli paltolara da iri ceketli montlara da çok yakışıyor.

Sıcacık yatağından kalkmak zorunda olan bir çocuk, çocuğun gidişini dört gözle bekleyen azman bir kedi, kedinin eline düşen bahtsız bir kara kızılkuyruk, incir ağacında ceviz mancınığı tasarlayan bir karga, geleneksel kuyruksokumu toplantısında konuşmacı olan bir pire, kemik torbasının kaderini değiştiren hafif şiddette bir deprem.

Bizler sıcacık evimizde uyurken onların evlerinde cam, çocuklarının ayaklarında çorap bile yok.

Biz sıcacık evimizde otururken eğer bir vatandaşımızın sobası tütmüyorsa, bizim evimizde çorbamız kaynarken, bir vatandaşımızın evinde yiyecek bir ekmeği yoksa bu bizi derinden üzer.

Vatandaşlara içlerini ısıtacak sıcacık çorbayı kendi elleriyle dağıtan Başkan Piriştina, vatandaşlarla sohbette etti.

Yıllar geçer, unutulmazlar arasında en ön sıralarda yer alır, sıcacık yüreklere sevgi tohumları eken yumuşacık kalplere bir dokunuş izi bırakan öğretmenler.

İkonik tüvit kumaşlı takım elbiselere ağırlık verilen kreasyonda, dar pantolonlar ve şimdiden kışın sıcacık geçeceğini müjdeleyen desenli kazaklar podyumun yıldızı oldu.

Eskiden çocuklarımız yıkık okullarda öğretim görürken kaymakamımız sayesinde son derece teknoloji donanımlı ve sıcacık okullarda eğitim görüyorlar.