Güncel Türkçe Sözlük
-
isim Bir kimsenin görev, ödev, toplumsal veya hukuki
bakımdan yeri ve özelliği
"Başvezir sıfatıyla hükûmet işlerini idare eder." - R. H. Karay
-
dil bilgisi Bir adı, nitelik, nicelik, yer, sıra vb.
bakımından niteleyen, belirten kelime, ön ad
"Beyaz (ev), güzel (çocuk), beş (gün), bu (kitap) gibi." - Yüz, kılık ve dış görünüş
"Takındığı bu sıfatı boynundaki kravattan fazla mühimsediği yoktu." - F. R. Atay
Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü
Tabi tohumlama.
Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
nitelik.
bk. husûmet ehliyyeti (salâhiyyeti).
Dilbilim Terimleri Sözlüğü
Bir ismin niteliğini anlatmak ( NİTELEME SIFATI, Adj. qualificatif ) veya onu başkaları, arasında belirtmek ( BELİRTME SIFATI, Adj. déterminâtif ) yahut onu öbürlerinden ayırdetmek ( AYIRTLAMA SIFATI, Adj. distmetif ) üzere kendisine katılan kelime. Sıfat cümledeki yerine göre SANLIK ( Epithète: Güzel söz söyledi ) veya HABER ( Adj. attributif: Bir söz; güzeldir gibi ) olabilir.
Gramer Terimleri Sözlüğü
Somut ve soyut ad ve kavramları niteleme, belirtme, yer gösterme, sayı gösterme, sorma gibi çeşitli yönlerden vasıflandıran, sınırlayan kelime türü: doğru imlâ, ağır yük, uzun yol, ince iş, güzel fikir, hünerli kişi, doru at, kızıl elma, bin bir dert, tek yol, o zaman, bu durum; hangi iş vb. sıcacık, ışıltılı günü bekliyordu (Y. Kemal, Ortadirek, s. 190). Tekmil otların taze, yeşil, gıcır gıcır kokusuyla kokuyordu (Y. Kemal, göst, e., s. 19
. Taşbaşoğlunun keskin, umutlu gözleri teker teker üstündeydi (Y. Kemal göst.e, s. 301). Tenha, sessiz yollarda yürür, yürürüm (P. Safa, biz İnsanlar, s. 181). Mavi duman, bir bilek damarı gibi kabartılı ve sıcak dudaklarından çıktı (S. Faik, Bütün Eserleri 1, s. 69). Biz de mükemmel bir yalancı olduk arkadaş! (K. Tahir, Esir Şehrin İnsanları, s. 298). Bazen bir kaç hafta fazla, bir kaç gün fazla yaşamak işleri nasıl da alt üst ediyor (K. Tahir, göst. e., s. 32
. Hacer! Ha bak, gelirken benim o uzun yeşil ipek başörtümü de getir (M.N. Sepetçioğlu, Çardaklı Bacı, s. 96) vb.
Türk Dünyası Gramer Terimleri Kılavuzu
Azerbaycan Türkçesi: sifät; Türkmen Türkçesi: sıpat; Gagauz Türkçesi: nışannık; Özbek Türkçesi: sifat; Uygur Türkçesi: süpät;Tat: sıyfat; Başkurt Türkçesi: sifat; Kmk: sıpatlık ~ sıpat söz; Krç.-Malk.: sıfat; Nogay Türkçesi: sıpat; Kazak Türkçesi: sın esim; Kırgız Türkçesi: sın atooç; Alt: t'artalgış; Hakas Türkçesi: pîldîrtkî; Tuva Türkçesi: temdek adı; Şor Türkçesi: çüüngü sös; Rusça: imya prilagatelnoye
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Derelerin, ırmakların düz yerleri.
Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü
(Derleme.. san, ulak, katmaç) Bir adı niteleyen veya belirten sözcük: Beyaz ev, güzel çocuk, beş gün, bu kitap, hangi kız, bazı olaylar vb.
Vikipedi
Sıfat ya da ön ad;ön ad, Türk Dil Kurumu. Erişim: 30 Mayıs 2015 isimlerin ya da diğer sıfatların önüne gelerek onları miktar, sıra, konum, renk, biçim, bıraktığı izlenim gibi çeşitli yönlerden tanımlayan, tarif eden kelime türü. Sıfat ile nitelediği veya belirttiği ismin oluşturduğu kelime grubuna " sıfat tamlaması" denir.
Sıfatlar genellikle diğer sıfatlardan veya isimlerden önce gelir. Varlıkları tarif eder, anlatıma zenginlik kazandırır ve çıkarılması durumunda cümle anlamsız hâle gelmez. Örneğin aşağıdaki cümlede altı çizili yazılmış olan sıfatların çıkartılması durumunda cümle hâlâ anlaşılır durumdadır:
- Büyük balkon kapılarından içeriye ıhlamur kokulu hoş bir bahar havası geliyordu. - Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi
Aşağıdaki örnekteki gibi bazı kullanımlarda sıfatın çıkartılması hangi varlıktan bahsedildiğinin anlaşılmasını imkansız hale getirdiğinden, anlatım zenginliğinden ziyade anlam kaybına neden olur.
- Okul futbol takımındaki sarışın çocuk benim küçük kardeşim.
Türkçede sıfat olarak kullanılan kelimelerin hemen hemen hepsi, farklı görevlerde de kullanılabilirler. Bu nedenle, örneğin "Kırmızı kelimeyi bir sıfattır," gibi bir genelleme yapılamaz; kelimenin cümledeki görevi incelenir:
- Güzel havalarda gezintiye çıkarım. (sıfat)
- Kırmızı ceketimi giydim. (sıfat)
- Kırmızıyı giydim. ( isim, bkz. adlaşma)
- Şu çocuk Özge'nin kardeşi. (sıfat)
- Şu, Özge'nin kardeşi. ( zamir)
- Yeni sıra arkadaşım çok güzel piyano çalıyor. ( zarf)
Sıfatlar niteleme ve belirtme olmak üzere başlıca iki ana gruba ayrılırlar.
"sıfat" kelimesinin kullanım örnekleri.
C mahkemelerinin meclislerinin, daire ve kurumlarının her bölüm ve derecesinde her sıfat tarik ve suretle Kaymakamlığımızı temsile, Kaymakamlık haklarını korumaya temin müdafaa ve muhafazası için uygun göreceği bütün muameleleri takip, tamamlama ve bitirmeye, yeniden dava açmaya, kendi imzası ile gereken dilekçe ve belgeleri yazıp ilgili olduğu daire ve kuruma vermeye, tebellüğe ihtiyati ve icrai haciz ve tedbir kararları almaya tedbir ve haciz koydurmaya ve kaldırmaya, kararların açıklanması ve düzeltilmesini istemeye temyizden vazgeçmeye, Yargıtay, Danıştay ve diğer idari ve mali kurumlarda temsile, duruşma talebinde bulunmaya, tanıkları dinletmeye, yemin teklif ve kabul ve reddine hakimleri ve katipleri redde ve yakınmaya, bilirkişi, muhasıp, hakem tayin ve azline, keşif talebine raporlara iiraza, tespit yaptırmaya, protesto çekmeye ve cevap vermeye ilam ve kararların tamamının uygulanmasını sağlamaya, davadan feragata, feragatli davayı kabule, sulh ve ibraya duruşma dışı tutulma talebinde bulunmaya, benim
Önüne ve arkasına hiçi bir sıfat getirmeye çalışmadan hepimizin şiddetle kınamak durumunda olduğu insanlığa karşı bir suçtur.
Soruşturmalar titizlikle yürütülmekte olup, Türk Ceza Kanununun 309 ve devamı maddelere mümas eylemler sebebiyle sıfat ve görevi ne olursa olsun terör örgütü mensuplarının tüm irtibatlarının ortaya çıkarılması için tüm imkanlar seferber edilmektedir.
Hayır, çünkü erkeğin flört etmeyeni tuhaf zaten, o türün doğal özelliği, niteleyici bir sıfat değil.
Aynı kapsamda haklarında işlem tesis edilenler, uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve yüksek mahkeme başkan ve üyeliği, müsteşar, hakim, savcı, kaymakam ve benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamayacak ve bu unvan, sıfat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamayacak.