Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
sıkıca
  • zarf Sıkı bir biçimde
    "İncecik belini alev renkli ipek bir kemerle sıkıca sardı." - F. F. Tülbentçi

"sıkıca" kelimesinin kullanım örnekleri.

Kadın bacaklarını sıkıca kapatarak elleriyle eşini itmekte, istemsiz bir şekilde yani kadının kontrolü dışındaki bilinçdışı vajinal kasılmalar olmaktadır.

Örneğin egzersiz sırasında daha doğru kalp atış hızı izlemesi için cırt cırtları sayesinde bileğinize sıkıca sabitleyebilirsiniz.

Ayakkabılarınızı esnetmek için buzdolabı poşetine su bir miktar su koyun ve ağzını sıkıca kapatıp ayakkabılarınızın içerisine yerleştirin, bir gece boyunca derin dondurucuda bekletin.

Örneğin kırık bir kolun kötü bir pozisyonda sıkıca alçıya alınması veya parmaklara adrenalin içeren lokal anesteziklerin enjekte edilmesi kangrene yol açabilir.

Bununla birlikte, toplum olarak birbirimize sıkıca bağlanmanın, bir arada kenetlenmenin en önemli kaynağı olan camilerimizde hizmet veren din görevlilerimiz de toplum hayatında büyük ve önemli işlevler görmektedir.

Otogarın peronlar kısmında bulunan bankın yanında iple sıkıca bağlanmış bir şekilde duran çantanın vatandaşlar tarafından şüpheli olduğu düşünülerek polis ekiplerine haber verildi.

Sabah olması ile birlikte sokaktan geçenlerin şaşkın bakışları arasında uyumaya devam eden çocukların, soğuktan korunmak için üzerlerine örttükleri battaniyeye sıkıca sarıldığı görüldü.

Canlılarda DNA genelde tek bir molekül değil, birbirine sıkıca sarılı bir çift molekülden oluşur.

Hem üretime teşvik eden hem de günlük yaşam becerisi kazandıran etkinlikle kavanozun kapağını sıkıca kapatan çocuklar, turşunun tadını sabırsızlıkla beklediklerini de ifade etti.

Bunun için öncelikle açık alanlarda bulunan sayaçların kalın yün kumaş, kauçuk, sünger ya da telis çuval parçaları ile sıkıca sarılarak muhafaza altına alınması gerekiyor.

Öztürk, öncelikle açık alanlarda bulunan sayaçların kalın kumaş, kauçuk, sünger ya da telis parçaları ile sıkıca sarılarak muhafaza altına alınması gerektiğini söyledi.