Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
sıkıntı
  • isim İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet
    "İçinin sıkıntısını ondan mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı." - P. Safa
  • Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, mihnet
    "Sıkıntı ve ızdırapla sağa sola döndüm." - A. Gündüz
  • Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı
    "İhtiyarın bir para sıkıntısı içinde olduğunu o söylemeden ben keşfetmiştim." - S. F. Abasıyanık
  • Bulunmama durumu
    "Yüklü servetini cömertçe harcamaması nedeniyle piyasada para sıkıntısı baş gösterdi." - İ. O. Anar
  • Sorun, mesele, sendrom, problem
    "Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu." - B. Felek
Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
sıkıntı

müzâyaka.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
sıkıntı

Nişastası alınan buğday artıkları : Sıkıntıyı tavuklar az yer.

"sıkıntı" kelimesinin kullanım örnekleri.

Demir'in arkadaşlarının polise verdiği ifadede, "olaydan önce Demir'in ağladığını, ailevi ve maddi sorunlar nedeniyle sıkıntı içerisinde olduğunu dile getirdiğini, ardından hava almak için balkona çıkacağını söyledikten sonra gittiği balkondan kendisini aşağı bıraktığını söylediği" öğrenildi.

Geçmiş yıllarda terör nedeni ile sınırda sıkıntı yaşadıklarını ifade eden Leyla Akmaz önceden sıkıntılar olduğunu belirterek, bölgeye gelen huzurla birlikte artık korkmadan ekmek pişirdiklerini söyledi.

Eğitimlerin faydalı olduğunu vurgulayan Bilen, "Önceden akıcı ve doğru şekilde konuşmada sıkıntı çeken birisiydim, daha çok içime konuşan biriydim.

Bugün Allahuteala bana o kadar çok nimetler lütfetmiş ki düne dönüp baktığımda polislik gibi hayatın biraz kaba, insanlara sıkıntı veren, soğuk yüzleri içerisinde geçmiş gençliğim.

Tarımsal zararlılarla mücadele noktasında projeler yürüten MTSO, meyve üretiminde ciddi sıkıntı oluşturan AMS zararlısıyla mücadeleye dikkat çekerek, sorunun çözümü adına güç birliği oluşturulmasına ön ayak oldu.

Ses varsa, yanında kuvvetle muhtemel, incitme, hakaret, haksızlık, hak yeme, sıkıntı, yalnızlık, hayal kırıklığı, ilgisizlik, anlayışsızlık da olabilir.

Kamu görevlerinin sorunlarını çözmenin, çalışanları haklarına kavuşturmanın yolunun örgütlenmekten ve örgütlenmeyi büyütmekten geçtiğini vurgulayan Yalçın, “Eğer bugün katsayı adaletsizliğinden bahsedilmiyorsa, başörtüsü yasağı kötü bir anıdan ibaret kaldıysa, cuma namazına gitmek bir sıkıntı olmaktan çıktıysa, seçimle işbaşına gelen rektörlerin sultası sona erdiyse, üniversitelerde çalışma barışı belli bir oranda sağlandıysa, toplumun ve bütün bir üniversite camiasının bu salona, bu teşkilata bir teşekkür borcu vardır.

Ömer Coşkun, aslanpençesi bitkisinin kadın hastalıklarına iyi geldiğini ve menopoz döneminde görülen stres, terleme, gerginlik ve ruhsal sıkıntı gibi durumları en aza indirdiğini söyledi.

Erken doğan bazı bebeklerde, vücuda temiz kan götüren ana atardamar ile akciğere kan götüren akciğer atardamarı arasında bulunan patent duktus arteriozus damarının açıklığının, çoğu hastada kapanmadığını ifade eden Demirelli, "Başlangıçta ilaç tedavileriyle bu damarı kapatmaya çalışıyoruz ancak başarılı olamadığımız ve bebeğe ciddi sıkıntı yarattığı durumlarda cerrahi yöntemle bunun kapanmasına gidiyoruz.

Diego'ya imza attırabilmek için Krasic, Yobo ve Cristian'ı göndermek zorunda olan Fenerbahçe'de sıkıntı bitmiyor.

Atta bizim tespit ettiğimiz esas sıkıntı bakımsızlık ve iyi beslenememiş olması.

Devam etmeye çalıştım ama bunca sıkıntı yüzünden son iki ayde iki kez kalp krizi geçirdim.

Biz de hastalarımızın yaşamış oldukları sıkıntı ve problemleri bir nebze olsun azaltabilmek ve tedavi süreçlerinde destek olabilmek amacıyla bir araya geldik.

Konu akşam haberlerinden gündemden düştüğü zaman orada mağdurlar sıkıntı yaşamaya devam ederken, yardımın azalabilme ihtimali var.

Çok şükür çok ciddi bir sıkıntı olmadan o vatandaşlarımızın anlattığı suyun batıp çıktığı aradaki geçit kendiliğinden açılmış ve suya bir tahliye imkanı doğmuş.