Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Sınırını çizmek, sınırını belirtmek veya
belirlemek
- Belli bir sınır içinde bırakmak, belirlemek
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu
bk. kısıtlamak
Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
tahdîd etmek.
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
bk. tanımlamak.
"sınırlamak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Yani demokratik iradeyi sınırlamak üzerinde mekanizmalar oluşturulurken halkla araya mesafeler koyulmuş, ne yazık ki kadrocu hareketlerin işgaline açık bir pozisyon ortaya çıkmıştır.
Öncelikle kadın arkadaşlarıyla görüşmesini engellemek, kıyafetlerine karışmak, kadının kendi ailesiyle görüşmesini sınırlamak, kadının her zaman nerde olduğunu bilmek istemek, para konusunda güvensizlik, sadakatsiz olmakla suçlamak gibi davranışlarla başlar.
Bu dönemde uluslararası finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmaların ekonomiye olan olumsuz etkisini sınırlamak üzere, göreve gelmelerinin üzerinden henüz çok kısa bir süre geçmesine rağmen gereken tüm tedbirleri almakta çekinmediklerini vurgulayan Albayrak, zamanında ve kararlılıkla attıkları adımlar sayesinde piyasalarda görülen yüksek dalgalanmanın, yerini kısa zamanda sakinliğe ve normalleşmeye bıraktığını söyledi.
Vatandaşların hak ve özgürlüklerini sınırlamak ve ülkede siyasi faaliyetleri sınırlamak için.
TCMB fiyatlama davranışlarındaki bozulmayı sınırlamak amacıyla güçlü bir parasal sıkılaştırma yapmıştır.
Peyzaj alanına oturma birimleri, musalla taşı, otopark ve alanı sınırlamak için bahçe duvarı üzeri ferforje korkuluk yerleştirildi.