Güncel Türkçe Sözlük
sallanmak
-
nsz Bağlı bulunduğu yerde gevşek duruma gelip
yerinden oynamak, kımıldamak
"Dişi sallanıyor." - Bir şey belli noktasından bir yere bağlı kalmak şartıyla, o
noktanın iki tarafına aynı doğrultuda ve sürekli olarak gidip
gelmek
"Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol." - Y. K. Beyatlı
- Salıncak, hamak vb.nde kendini sallamak
- Güçlü bir biçimde sarsılmak, titremek
"Yere çivilenmiş koca masayı sarsarken oda bir salıncak gibi sallanıyor." - S. F. Abasıyanık
- Vaktini boş ve yararsız işlerle uğraşarak geçirmek,
oyalanmak, savsaklanmak
- Makamından veya bulunduğu durumdan uzaklaşmak, yerini bir
başkasına bırakmak tehlikesiyle karşılaşmak
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
sallanmak
Salınmak, salınarak yürümek.
"sallanmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Çocuklarınızın bahçe oyuncakları dediğimiz salıncak kaydırak gibi oyuncaklarla da oynamasına fırsat vermek ve bedensel, dil ve sosyal gelişimlerini desteklemek adına onları sık sık parklara da götürmelisiniz parkta çocukları engellemek yerine onlarla beraber kaymak sallanmak yaşıtları ile oynamalarına izin vermek fiziksel olduğu kadar dil ve sosyal gelişimleri açısından da çok önemlidir.