Güncel Türkçe Sözlük
seyretmek
-
nsz Bir şeyin durumunu, oluşumunu gözlemek,
bakmak
-
-i Bir olaya karışmadan bakmak
"Rabia biraz şaşkın, salapuryada arkadaş olduğu çocuklu tazenin kocasıyla buluşmasını seyrediyordu." - H. E. Adıvar
- Eğlenmek, görmek, öğrenmek vb. için bakmak, izlemek
"Ben, çok güzel bir şey seyrediyorsam tiyatroda, daha ne kadar sürecek piyes diye aklıma getirmem." - N. Hikmet
- Taşıt, ilerlemek, yol almak
"İnsanlar, seyreden araçlara aldırmadan karşıdan karşıya sorumsuzca geçiyorlardı." - O. Aysu
- Hastalık vb. sürmek, devam etmek
"Gözlerini yumdu ve kendini ağır aksak seyreden bir rüyanın içinde buldu." - E. Şafak
seyret!
- beklenmedik bir şey olacağını anlatan bir söz
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
seyretmek
Aralamak, seyreltmek.
"seyretmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Koşuyu seyretmek, tüm bu şeyleri olabildiğince verimli bir şekilde yapmak oldukça şaşırtıcı bir ezberleme eylemi.
Devletin kalbine ateş edilmiş, pısırık ve pazarlıkçı zihniyet yine sadece seyretmek ve cenazeleri saymakla yetinmiştir.
Görüş mesafesinin azaldığı yollarda sürücüler de trafikte daha yavaş seyretmek durumunda kaldı.