Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
silkelemek
  • -i Üstündeki şeyleri düşürmek, kaydırmak için bir şeyi üst üste, birden silkmek
    "Avcı, elinde ipi silkeleyerek hafif, sanki balıklarını ürkütmek istemiyormuş gibi yavaş yavaş ağını çekiyordu." - M. Ş. Esendal
  • Kuvvetle sarsmak
    "Birini yakasından tutup silkelemek."
  • Dövmek
  • Sarsmak, etkilemek
  • Yük olan, yük sayılan birinin geçim ve sorumluluğunu üstünden atmak
    "Seni ben değil amma bu çeneyle galiba damadın sokağa silkeleyecek." - R. N. Güntekin

"silkelemek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Yere silkelemek suretiyle dökmüş olduğumuz fındıkları araziden toplayıp aynı zamanda patosunu yaparak tane ile zulufu ayırmak suretiyle hem hasadının yapıldığı hem de ayrışmanın yapılmış olduğu bir sistemin alt yapısı.

İznik ilçesinde sırıkla zeytin silkelemek için ağaçlara merdiven dayayan çok sayıda çiftçi dikkatsizliği sonucu düşerek zemine çakıldı.

Kestane üreticisi Kadir Yaşa, kestane silkelemek çıktığı ağacın dallarının kurumaya başladığından yakınarak, senede bir defa geldiklerini ve eski verimi alamadıklarını söyledi.