Could not find any definition of word "türeyen"
"türeyen" kelimesinin kullanım örnekleri.
Kemik iliği nakli, kan kök hücresinden türeyen hücrelerin yol açtığı, talasemi, yüksek riskli lösemi ve aplastik anemi gibi hastalıklarda hastalara yeni bir tedavi olma şansı sunmaktadır.
Özellikle Belgrad Kalesi'nin en önemli kısmı Türkçe'den türeyen Kalemegdan ve etrafında Osmanlı'nın izlerini görmek mümkün.
Çünkü perakende sektöründe faaliyet gösteren esnaf ve sanatkarımız günden güne kuralsız olarak türeyen zincir marketlerle artık başa çıkamıyor.
Rukiye'nin annesi Fatma Türeyen de ziyaretten dolayı Nayir'a teşekkür etti.
Sistemin zulmü yetmezmiş gibi ondan türeyen virüsler de halka musallat oldu, kanını emdi, zulmetti.