Güncel Türkçe Sözlük
-
nsz Tıkma işi yapılmak
"Bütün vücudu sanki ziftten bir kılıf içine tıkılmış gibi idi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- Dar, sıkıntılı bir yerde bulunmak, sıkışmak
"Mecliste altmış kişi bir odaya tıkıldık." - Y. Z. Ortaç
- Hapsedilmek
"Bu bücürü yeni tıkıldığı karakolun birinden ben çıkarttım." - N. Hikmet
"tıkılmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Çünkü Kürtlerin temsilcisi olmak demek, sokakta infaz edilmek demektir, cezaevine tıkılmak demektir.
Güzel havalarda içeriye tıkılmak istemiyorsanız kaldırıma atılmış masalar var.
Kürk ve deri endüstrisinde bir kaç zenginin kibrini okşamak için her yıl milyonlarca kedi ve köpeğin yanında çakal, vaşak, karakulak, leopar, keseli sıçan, kunduz, misk faresi, su samuru, rakun, fok gibi evcil olmayan birçok hayvan, tuzaklar ve çiftliklere tıkılmak suretiyle boyun kırma, kesme, tel ile boğma, asma, vajinadan elektrik verme, belkemiği ve boyun kırma, kimyasallarla zehirleme gibi zalim süreçlerden geçirilerek katlediliyor.
Nerede bir asker görülürse terör örgütü diye cezaevine tıkılmak zorunda mı?
Bir spor merkezine gidip içeriye tıkılmak yerine, temiz havada formunu korumaya ne dersin?