Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
tıkamak
  • -e, nsz Bir şeyin ağzını, deliğini, içine konulan veya dışarıdan uygulanan bir nesneyle kapamak
    "Ahmet kızın ağzına bir mendil tıkadı." - S. F. Abasıyanık
  • -i Yol, su, geçit vb. şeyleri bir engelle işlemez, akmaz, geçilmez duruma getirmek

"tıkamak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Bunların hepsinden daha önemlisi, milletin bu mesajı alıp, topyekun alanlara girmek suretiyle darbecilerin hareket kanallarını tıkamak ve onları etkisizleştirmek suretiyle kendi verdiği yetkiye, iradeye sahip çıkması olayıdır.

Fotodinamik tedavide, yeni damarları tıkamak ve sızıntının durdurulması için özel bir ilaç ve termal olmayan bir lazerle uygulanır.

Ali Tarık Sakoğlu, fotodinamik tedavinin ilaçla birlikte yapılan bir lazer tedavisi olduğunu ve amacın hastalık nedeniyle yeni oluşan damarları tıkamak olduğunu sözlerine ekledi.

Bizim gibi tarihe damga vurmuş milletler, rövanş bekleyenlere, pusuda fırsat kollayanlara yönelik olarak güçlü olmak, güçlü kalmak, zaaf teşkil edebilecek her deliği tıkamak zorundadır, bu bizim için varlık yokluk meselesidir.

Bunun önünü tıkamak için özel sektörü bu işin içine dahil etmek lazım.

Danıştayın hukuki görüş verme fonksiyonuna değinen Güngör, Danıştayın ülkenin yolunu tıkamak için değil, devlet ve millete hizmet etmek ve hukuk güvenliğini temin için çalıştığını belirtti.

Halkın uzun kuyruklar oluşturduğu masadaki çalışmaları denetleyen Belediye Başkanı Bülent Soylu, bazı belediyelerin vatandaşın önünü tıkamak için rayiç bedeli vermediklerini, vatandaşları böyle bir durumda bakanlığa şikayette bulunması gerektiği konusunda uyardı.

Türkiye'nin önünü tıkamak isteyenler, Cumhurbaşkanımızın önünü tıkamak isteyenler çok ciddi çaba sarf etti.

Milletin sesine kulak veren AK Parti hükümetinin önünü tıkamak için her şeyi denediler.