Could not find any definition of word "tıkayan"
"tıkayan" kelimesinin kullanım örnekleri.
Son 15 yıla baktığımızda ileriye dönük adımlar atabilmek için sistemi tıkayan, krizleri kronikleştiren, yapıların da süreçlerin de birbir ortadan kaldırıldığını görüyoruz.
Yapılan tetkiklerin ardından hastanın durumuna göre anjiyografi ile damarı tıkayan pıhtının çıkartılması ya da pıhtı eritici ilaçlar kullanılabilmektedir.
Daha sonra nefes yolunu tıkan bir şey olduğunu fark edince ters çevirip karnına bası uygulayarak nefes yolunu tıkayan nesnenin dışarı çıkmasını sağladım.
Plaklar ayrıca arteri hızla tıkayan kan pıhtılaşmasına neden olabilir.