Güncel Türkçe Sözlük
-
-e El ve ayaklarıyla tutunarak veya tırnaklarını
iliştirerek dik bir yere çıkmak
"Adam yüze yüze geldi ve bir maymun çevikliğiyle küpeşteye tırmanıp güverteye atıldı." - Halikarnas Balıkçısı
-
-i Yokuş, merdiven vb. çıkmak
"Arabalarımız yavaş yavaş yükselen bir yokuşu tırmanıyordu." - H. S. Tanrıöver
- Bitki, yakınındaki bir nesneye tutunarak yükselmek
"Hanımeli bizim kata kadar tırmandı. Sarmaşıklar bahçe duvarına tırmanmış." - Bir şeyin eğimini izleyerek yükselmek
"Boğazın karşı yakasına tırmanan yolda atı üstünde, tarlasından Urla'ya dönen bir rençperle karşılaştılar." - N. Cumalı
-
nsz Belli bir durum, olay gittikçe güç kazanmak,
giderek etkisini artırmak
"tırmanmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Türkiye'nin çeşitli illerinden kente gelen atletler ve sporcular, Palandöken ilçesindeki Kiremitlik Tepe'de bulunan atlama kulesinde, 400 metreyi en kısa sürede tırmanmak için kıyasıya mücadele etti.
Yerli üretimde maliyeti en aza indirmeyi hedeflendiği robotta dik yüzeylere tırmanmak için mıknatıslı paletler, entegre edilmiş sensör ve kamera bulunuyor.
Türkiye Dağcılık Federasyonu Niğde Temsilcisi ve Arama Kurtarma Kurul Başkanı Şahap Eryılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3 bin metrenin üzerinde 30, 3 bin 500 metrenin üzerinde 7 zirvesi bulunan Aladağlar'ın, dağcıların tırmanmak için yoğun olarak tercih ettiği bir bölge olduğunu söyledi.
Kendi taraftarımızın önünde maçı alıp, üst sıralara tırmanmak istiyoruz.
Üst üste 2 hafta kazanıp morallenerek üst sıralara tırmanmak istiyoruz.
Son haftalarda çıkışa geçen Bursaspor, taraftarın desteğiyle zorlu müsabakayı kazanıp, üst sıralara tırmanmak istiyor.
Brabec, Rize'de bütün maçlarda forma giymenin mutluluğunu yaşadığını anlatarak, hedeflerinin bir an önce üst sıralara tırmanmak olduğunu belirtti.
Kösele ya da spor ayakkabı ile ağaca tırmanmak zeytin ağacında zeytin çırpmak çok zor oluyor.