Kelime tanımını bul

Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
taşın

bk. taşıma.

"taşın" kelimesinin kullanım örnekleri.

Çünkü sadece ’hayır’ siyaseti ve hiç iktidar hesabı yapmayan, ülke için elini taşın altına atmayan bir Genel Başkanı, milliyetçiler aforoz eder.

Zihnioğlu, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitim aşkını kız öğrencilere taşıyabilmek için taşın altına elllerini koyduklarını ifade ederek, Akarcalı ailesinin eğitime katkıyı sürdüreceğini kaydetti.

ESWL yöntemi ile erişkin hastalarda izlenen taşların yüzde 90’ın üzerinde tedavi edilebildiğini aktaran Ağlamış," Ancak taşın boyutu, taşın böbrek içindeki yerleşim yeri, taşın bileşimi ve önceden geçirilmiş operasyonlar ve doğumsal anatomik bozukluklar gibi değişkenler nedeniyle başarı oranı değişebilir.

Eğitim fakültelerinin niceliksel olarak büyük bir atılım gösterdiğini, kalite ve nitelik konusunda ise özeleştiriye ihtiyacı olduğunu söyleyen Şişman, Batı ve Anglosakson kültürlerin kavramları ve modelleriyle inşa edilen eğitim fakültelerinin kendine özgü bir anlayışla, yerli modeller ve teoriler geliştirebileceğine inandığını bu nedenle eğitim bilimcilerin elini taşın altına koyma zamanı geldiğini aktardı.

MARDİN (AA) - HALİL İBRAHİM SİNCAR - Taşın oya gibi işlendiği evleri ve tarihi yapılarıyla ziyaretçilerine güzel bir atmosfer sunan Mardin'in simgelerinden Arasa Hanı, yaklaşık 6 asırdır ayakta duruyor.

Edinilen bilgiye göre, Derebucak ilçesi yakınlarında faaliyet gösteren bir mermer ocağında işçi olarak çalışan Hasan Keteş (28), iddiaya göre taş kesimi esnasında arılama yapılan taşın üzerinden atlamak isterken kırılan parça taşın arasında kalarak sıkıştı.

Çocukların ayrıcalıklı eğitim alabilmesi için toplumun tüm kesimlerinin elini taşın altına koymasını amaçlayan bir ekosistem.

Hükümet elini taşın altına sokmalı, etnik fay hatlarını çatlatıp birliğimizi yıkacak bölücük sarsıntısına neden olmaktan vazgeçmeli ve depremle mücadelede kararlı bir irade göstermelidir.

Taşın adeta dantel gibi işlendiği dar sokaklardaki cumbalı evler, restore edilerek tarihle iç içe olmak isteyen ziyaretçilerin hizmetine sunulacak.

Bitlis'in tanıtımına sundukları katkılardan dolayı TUTAP ekibine teşekkür eden Dağdağan ise TATSO olarak Bitlis ve ilçelerinin tanıtımı için her zaman ellerini taşın altına koydukları dile getirdi.

Kendisinin de eski bir dernekçi olduğunu söyleyen Adnan Yılmaz, derneklerin yaygınlaştırılması ve gelişim gösterebilmesi için elini taşın altına sokmaya hazır olduğunu söyledi.

Biz bunun mesane taşı olabileceğini düşündük ancak tetkiklerimizi derinleştirdiğimiz zaman taşın mesanede olmadığı, mesanenin sağ tarafındaki dev divertikül içerisinde olduğunu gördük ve ameliyat kararı verdik.

Kamunun düzenleyicilik görevini yerine getirirken, stratejik sektörlerde özel sektörün elini taşın altına koymasını sağlayacak mevzuat düzenlemelerini hayata geçirmesinin önemine vurgu yapıldı.

Özdemir, taşın oluşum mekanizmasının çok farklı olduğunu tükürük bezinin ürettiği salgının içeriğinin değişmesinin buna etken olabildiğini, ama çoğunlukla görülenin tükürük bezi kanalında darlıktan dolayı bu taşların ol oluştuğunu ifade etti.

Bankaların elini taşın altına koymaları, yüksek karlardan vazgeçmeleri ve üreticiye, sanayiciye, imalatçıya uzun vadeli en az 2 yıl ödemesiz, düşük faizli krediler vermeleri lazım.