"tabut" ne demek

"tabut" kelimesinin kullanım örnekleri.

Tabut başında sinir krizi geçiren şehidin annesi Bedriye Boztoprak yakınları ve alanda hazır bekletilen sağlık ekiplerince güçlükle sakinleştirildi.

Ali Dalaz adlı öğrenci de tabut ve içinde insan süsü verdiği kefene sarılı bez ve süngerileri getirip göstermiş.

Eski aracın cenaze işlemlerinde yetersiz kaldığını ifade eden Savaş, yeni alınan aracın, soğutuculu ve 4 tabut kapasiteli olduğunu belirtti.

Onlar daha çok Müslümanlara benzeyen Lahit ve tabut mezar türünü benimsiyorlar ama Rumlar ise böyle odacık şeklindeki kubbe şeklinde olan bir mezar yapısını, oda yapısını tercih ediyorlar.

Güçlükle sakinleştirilerek sandalyeye oturtulmak üzere götürülen Gülcan İşkal tekrar tabut başına dönerek oğlunun tabutu önünde bulunan fotoğrafın önüne oturdu ve bir süre daha gözyaşı döktü.

Duyduğum rahatlığın nedeni naaş ile galvaniz tabut arasındaki boşlukları silme dolduran ince tahta tozunun ıpıslak oluşu ve koruyucu eriyikteki şimik maddelerin kokusunu almış olmam coşkum artıyor.

Emine Uğur'un yaşadığı Adapazarı Cumhuriyet Mahallesi'ndeki evine helallik alınması için boş tabut getirildi.

Mezarın duvarlarında aileden bazı isimlerin yazılı olduğu, içinde de 2 tabut ve 2 ahşap heykelin yer aldığı bilgisi verildi.