Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
tanıdık
  • sıfat Tanışılıp konuşulan (kimse), bildik, tanış
    "Mart başlayalı kırkını geçmiş nice tanıdıklarım hastalandı." - A. Haşim
  • Daha önceden bilinen, görülen, aşina
    "Küçük kız, bir tanıdık edasıyla konuşan bu esrarlı adamı yadırgamadı." - N. F. Kısakürek

"tanıdık" kelimesinin kullanım örnekleri.

Esnaf ve sanatkarların sigorta primlerinde 5 puanlık indirime gittik, kredi kullanırken taşınmaz mallarının yanı sıra taşınırlarını da teminat olarak gösterebilme imkanı tanıdık.

Bir elinde martini kadehi, bir elinde puro diye genellediği eski hariciyeci modeli de Türk filmlerinden tanıdık geliyor.

Dolayısıyla üniversite öğrencilerine kendi üniversitelerinin haricinde grup olarak katılabilme olanağı da tanıdık.

Ve yaşına başına bakmadan tanıdık tanımadık birilerine muzipçe bir kar topu sallayıverenlerden.

Bir kadro için tanıdık aramak yerine geceler boyu çalışanlar, gurbete gidenler, bir gruba yanaşmak yerine en zorunu seçenler, nepotizm yerine alın terinin huzuruna sığınanlar.

Şöyle sizi süzüp meşrebinizi, paranızı pulunuzu tartıp bir iki zoka lafla yaklaşmaları pek tanıdık geldi.