Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Tanıma ihtimali veya imkânı bulunmak
"Geldiler ama ne şehir onları ne de onlar şehri ilk görüşte tanıyabildiler." - E. Şafak
- Tanıma becerisi bulunmak
"tanıyabilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bunları görebilmek, tanıyabilmek, mümkün olduğu kadar zarardan kaçınabilmek için, Türk toplumunda geçerli olan bir şeyi ortaya koymak lazım.
Projede yer alan öğrencileri daha iyi tanıyabilmek, sorunlarını anlayabilmek, onlara nasıl yardımcı olabileceğimizi saptayabilmek için bu ziyaretleri gerçekleştireceğiz.
TÜBİTAK projeleri kapsamında dünyayı daha iyi tanıyabilmek için 3 boyutlu yeryüzü maket çalışmalarından, kuş yuvalarının yangından korunmasını sağlayacak sisteme, ilaç saatlerini ışık ve sesli ikazla hatırlatan ilaç kutusundan işitme engellilere yönelik projelere kadar 11 çalışma yaptıklarını anlatan Yerli, projelerde 150 civarında öğrencinin görev aldığını anlattı.
Kültürünüzü daha yakından tanıyabilmek için öğrencilerimiz ailelerde kalarak, çok güzel bir fırsat yakaladılar.
Bizler de Kudüs sevdalısı AYDER olarak 100 yıllık işgalin tarihini öğrenmek, Kudüs'ü fetheden büyük komutan Selahaddin Eyyubi, bu uğurda canını hiçe sayarak şehit olan İzzeddin El Kassam ve felçli bedeniyle siyonizme göğüs geren şeyh Ahmed Yasin'i tanıyabilmek ve onların izinden gidebilmek için bu sergiyi açtık.
Bazı güvercin besleyenlerin kuşlarını tanıyabilmek ya da daha iyi uçabilmeleri için güvercinin ayağını kestikleri öğrenildi.