"tapınak" ne demek

"tapınak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Anakaya üzerine Roma İmparatorluk Dönemi’nde inşa edildiği anlaşılan bir tapınak ya da sur temeli olduğu düşünülen önemli bir yapının sonraki yerleşimciler tarafından tahrip edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Tapınak, mozaikli ve bezemeli alanın altında kaldığı için burayı da korumamız lazım, alta girebileceğimiz başka bir alan bulmamız gerekiyor.

Anıtsal Dor sütunları ve çarpıcı heykel detaylarıyla tapınak, hayranlık uyandıran bir manzaraya sahiptir.

Şanlıurfa Müzesi Müdür Yardımcısı Habibe Göğce de tapınak alanında biriken toprağın temizlendiğini anlatarak, temizlik çalışmaları sırasında da ziyaretçi kabul etmeyi sürdürdüklerini kaydetti.

Bu olayda bir saldırganın, okulda olsun ya da bir tapınak olsun ya da gece kulübünde olsun buradaki insanları katledebilmek için silah almasının ne kadar kolay olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Höyüğün en yüksek orta kısmında olması hemen yanında geçen sene ortaya çıkardığımız megaron denilen tapınak bulunması ve mimari biçimiyle burada ancak bir yöneticinin oturduğunu tespit ettik.

Köyün yakınında bulunan ve uzaktan kale görüntüsü veren yerleşim yeri kayalıklar içerisinde çok sayıda mağara, tapınak, oda ve tandırlık barındırıyor.

Söz konusu dönemde yaşayanların tahmin edilenin aksine görkemli bir evrede yaşadığını Göbeklitepe'de yapılan kazılar sonucunda elde edilen bulgularla görülebildiğini aktaran Güllüoğlu, ''Bu kazılarda ortaya çıkarılan tapınak kalıntılarındaki anıtsal dikili taşlar, bunların üzerinde yer alan dünyanın en eski plastik sanat eserleri olarak tanımlanan hayvan kabartmaları, hayvan ve insan heykelleri mimarlık tarihinin ve plastik sanatlar tarihinin Urfa'da yaşandığını ortaya koyuyor'' dedi.