"tasavvur" ne demek

"tasavvur" kelimesinin kullanım örnekleri.

Elimizdeki bu alanı medeniyetin yeniden tasavvur ettiği bir çehreye bürümek istiyoruz.

Hayalen tasavvur edemediğimiz ne varsa bir dönem maalesef başımıza gelmişti.

Geçmişi unutacak kadar hafızasız, geleceği tasavvur edemeyecek kadar hayalsiz bir millet yaşayamaz.

Bundan dolayı nörotik depresyon sendromu daima tasavvur edildiği üzere, hastayı belli belirtilerle birlikte hastaneye taşıyan bazı faktörlerin yarattığı suni bir durum olabilir.

Tasavvur dünyamızda yeni kapılar ve ufuklar açıldıkça Türk modernleşmesinin çarpık tarihinin ürettiği mahiyetleri geride bırakmaya çalışıyoruz.

Rum tarafı gelecekte Kıbrıslı Türklerle siyasi eşitlik temelinde bir ortaklığı maalesef tasavvur etmemektedir.

Anadolu insanının tasavvur ettiği, tasarladığı ve istediği hekim bizler miyiz yoksa, değişmemiz lazım mı?

O açıdan gelecek, hem medeniyet içi ittifakın hem de öteki ile birlikteliğin hakim olduğu bir zaman olarak tasavvur edilmelidir.

Erozan, belediye başkanlığına giden yolda kendi adaylarının başarıya ulaşması için gerekebilecek bir işbirliği modelini tasavvur edilebileceğini vurguladı.

Rengi yeşil olan cennetin tabiatın bütün güzelliklerini bünyesinde barındıran bir bahçe olarak tasavvur edildiğini anlatan Erdoğan, yeşil alanları fazla olan şehirlerde yaşayanların depresyon gibi günümüz toplumlarının en büyük tehditlerinden birine daha az maruz kaldığını kaydetti.