Güncel Türkçe Sözlük
-
-i, -e Tatma işini yaptırmak, tadına baktırmak
"Ben sana mutlaka aşımdan tattıracağım." - Ö. Seyfettin
- Duyurmak, hissettirmek
"Bunların, o insanların hayatında tuttuğu yeri ve onlara kaç zevki birden nasıl tattırdığını anlatır." - A. Ş. Hisar
"tattırmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Kanada'nın Toronto şehrinde pizzacılık yapan Zeynel Arı, yaz tatili için geldiği Türkiye'de çocuklara pizza tattırmak istedi.
Dernek üyelerimizle bir araya gelerek kaynaşmayı sağlamak, birlikteliği arttırmak hem de diğer dostlarımıza Pomak akıtmasını tattırmak bizim için büyük bir mutluluktur.
Tarihi Kırıkkale evlerimizi ziyaret eden vatandaşlarımız bu tatlımızı kutu kutu yurt dışındaki misafirlerine de tattırmak için götürdüler.
Her antrenör, her futbolcu açıklamalarında 'Gençlerbirliği'ne ilk yenilgiyi tattırmak adına mücadele edeceklerini söylüyor.
Gelecekte ihracata ağırlık vermek, bu lezzetleri tüm dünyaya tattırmak istiyoruz.
Çelebioğlu, Trabzon'a giderek Mardin'in yöresel yemeklerini tattırmak istediklerini kaydetti.