Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Ödünsüz
"Kemalistin bağımsızlık fikri tertemiz, pürüzsüz, tavizsiz Türkçü ve Türkiyeci idi." - F. R. Atay
"tavizsiz" kelimesinin kullanım örnekleri.
Jeopolitik kimlik olarak tavizsiz bir ABD taraftarlığı ve dolayısıyla FETÖ, Avrasyacılık karşıtlığı, İran karşıtlığı, İhvan karşıtlığı, Müslüman Kardeşler karşıtlığı, Rusya karşıtlığı şeklinde ABD dış politikası için de risk olarak görülen her türlü oluşumun karşısında ve onları tehdit olarak kavramsallaştıran bir örgüt.
Emperyalist devletler, insan hakları kavramını kendileri açısından tavizsiz bir menfaat aracına dönüştürmekte, kendilerine yönelik bir şey olduğunda bütün dünyayı ayağa kaldırmakta, İslam dünyasında olduğunda kör ve sağır kesilmekte hatta zulmün icrasına aracılık bile edebilmektedir.
Türk Polis Teşkilatı olarak sosyal medya üzerinden bu ve buna benzer paylaşımlarda bulunan, teşkilatımız ve devlet kurumlarıyla ilgili toplum üzerinde olumsuz algı oluşturma gayretinde olan, teşkilatımız içerisinde uyum, birlik ve motivasyonu zedelemeye çalışan, kendi personelimiz ve diğer şahıslarla mücadelemizi yasal sınırlar içerisindeki görev, yetki ve sorumluluklarımıza bağlı kalarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tavizsiz bir şekilde sürdürmeye devam edeceğiz.
Çanakkale'de hiç kimsenin kökeni, yöresi, mezhebi, inancı ve ideolojisinin gündeme gelmediğini, farklılıkları hatırlatarak değil, birlik ruhuyla yabancı postalların defedildiğini ifade eden Bahçeli, ''Çanakkale, ayrışmayı dışlayan, bütünleşmeyi sağlayan, tefrikaya geçit vermeyen, bayrağı yere düşürmeyen ve birlikte yaşama konusunda tavizsiz olan Türk milletinin asırlarca hatırlanacak doğruluşu ve diklenişidir.