"teşne" ne demek

"teşne" kelimesinin kullanım örnekleri.

İsrail ve ABD'nin bu vahşi cinayetlerine teşne olan, ses çıkarmayan, görmezden gelen, kör ve sağır rolü yapan bütün ülkeleri de kınıyoruz.

Tüm Batı'ya sesleniyorum, terör örgütlerinin bir başka terör örgütüyle mücadelesine teşne hale getirilmesine fırsat veren ülkeler, ikili ilişkilerimizi zedeliyor.

İşin inanılmaz tarafı bunu yaparken ABD Başkanını kendi halkla ilişkiler projelerine alet etmeleri ve onun da buna teşne olması.

O dönem, bu anlayışı benimseyen YÖK, zorbalığa teşne rektörlere de cesaret vermiş, başta İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu ve İnönü Üniversitesi Rektörü emekli Tümgeneral Ömer Şarlak olmak üzere birçok rektör üniversitelerinde adeta terör estirmişlerdi.

Ramazanı aç ve susuz kalmaktan ibaret sanıp, başta gıybet olmak üzere çeşitli günahlara teşne olanların kazancı, yalnızca açlık ve susuzluktur!

Mustafa Kemal'in de sözleriyle ifade ettiği gibi 'Çanakkale öyle alelade bir taarruz değil, herkesin muvaffak olmak veya ölmek arzusuyla harekete teşne olduğu bir taarruz' olarak tarihimize geçmiştir.