Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Telaş etmeyen, telaş göstermeyen,
soğukkanlı
"Sonra telaşsız, emin adımlarla sinemaya doğru yürüdü." - H. Taner
-
zarf Soğukkanlılıkla, şaşırmadan
"Bu ikramın sebebini anlamak için telaşsız bekledi." - N. Hikmet
"telaşsız" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bugün biraz daha sakin, telaşsız oynayabilseydik daha farklı olabilirdi.
Telaşsız rahat tavrıyla dikkat çeken kaplumbağalar, kabuğunda kış boyunca kalan toprağı temizleyerek çiçeklerle dolu yeşil alanda dolaşmaya başladı.
Teleferik hattını kullanma şansını elde eden vatandaşlar, Ankara manzarası eşliğinde trafiksiz, telaşsız ve tehlikesiz şekilde seyahat ediyorlar.
Bugün beni sevindiren esas konu, gole kadar hiç telaş yaşamadan ne oynamak istiyorsak, bir gram şaşmadan sabırla telaşsız oyun disiplininden kopmadan, oynayarak pozisyon ürettik.
Telaşsız hareketlerle hemen işlemlerini tamamlar ve uçaktaki yerlerini alırlar.
Bucak Belediye Başkanı Süleyman Mutlu ve Belediye meclis üyeleri sünnet kıyafeti almaya gelen çocuklar ile aileleri ile sohbet ederek sünnet olacak çocuklara korkusuz, ağrısız, telaşsız bir operasyon diledi.
O kadar sakin şarkı söylüyor, o kadar telaşsız şarkılar yazıyor ki, müziğinin dinleyicideki karşılığının huzur olmasını ister istemez kanıksamış artık.