"tesadüf" ne demek

"tesadüf" kelimesinin kullanım örnekleri.

Hakan Atamtürk de bu başarının tesadüf olmadığını ifade ederek destek olanlara teşekkür etti.

Fakat, biraz da dikkat olunur ise, kadının dişleri uydurma, saçları takma, o dolu dolu göğüsleri kabartma pamuk ve bir de o canfes elbiseler çıkartılırsa yaralara, uyuzlara tesadüf olunup yüz çevirmeden gayri yol kalmaz.

İlginç bir tesadüf, Olympiakos, geçen sezon devere arasında da Galatasaray'dan Colin Kazım'ı kiralık olarak kadrosuna katmış, sarı kırmızılı takım ise, geçen sezon başında Albert Riera'yı Pire temsilcisiden transfer etmişti.

Dolayısıyla böylesine özen hasretli bir şehirde çok daha büyük gelişmeleri, çok daha büyük kalkınmaları gerçekleştirmemiz asla tesadüf değildir.

Kulüp başkanı Hüdaver Eski ise takımın başarılarının tesadüf olmadığını söyledi.

Sonuçta bugünkü maç da geçen haftaki galibiyet ve kupa galibiyetinin tesadüf olmadığını ispatlamak için bizim için çok önemli oldu.

Bu bölümde şans, tesadüf, istiare namazı, uğur, uğursuzluk ve sayıların gizemi konularında bahsedilecek.

Üzülerek ifade etmek isterim ki Başkanlık seçimlerinin ardından buna benzer akıl, izan ve mantık dışı yalanlara, sosyal medya başta olmak üzere medyada tesadüf edilmektedir.

Mavi'nin hapishanede onca insan içinde mektuplaşmak için kendisini seçmesi tesadüf değildir.

Olay, bir anlık hatalı uygulama, bir işçinin yanlış bir davranışına münhasıran bir vardiyaya tesadüf eden bir icrai hareket gibi anlık kusurlu bir harekete dayanmamaktadır.

Nine ve dördüncü kuşaktan torunun aynı sınıfta eğitim görmelerinin tesadüf olduğunu dile getiren Gürgen, Nadiye ninenin azmi ile diğer kursiyerlere örnek teşkil ettiğini kaydetti.